DOKU Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Göksal Çidem, Kırklareli ve çevresindeki biyolojik çeşitlilik, ormanların önemi ve karşılaşılan tehditlerle ilgili kapsamlı bir açıklama yaptı. Çidem’in açıklamalarında, Istranca ormanlarının yalnızca bölge için değil, tüm Türkiye için hayati öneme sahip olduğu vurgulandı.
Istrancaların Biyoçeşitlilik Zenginliği
Göksal Çidem, Kırklareli’nin sınırları içinde toplam 4179 canlı türü tespit edildiğini belirtti. Bunların 2117’si bitki türü, 2062’si ise hayvan türlerinden oluşuyor. Bu durum, bölgenin biyolojik çeşitlilik açısından ne kadar zengin olduğunu ortaya koyuyor. Çidem, Istrancaların bu zenginliği barındıran önemli bir doğal varlık olduğunu vurgulayarak, “Bulgaristan sınırında yer alan Istranca Parkı, 1161 kilometrekarelik bir biyosfer rezerv alanı olarak koruma altındayken, Türkiye tarafında 1970 kilometrekarelik alan ne yazık ki madencilik ve enerji üretimi gibi faaliyetlerin tehdidi altında” dedi.
İklim Krizi ve Kuraklık Alarmı
Dünya genelindeki iklim değişikliği krizinin etkilerinin Istranca ormanlarında da hissedildiğini ifade eden Çidem, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2024 yılı kuraklık haritalarını işaret etti. Bu haritalara göre, 2025 yılında “susuz yaz” yaşanacağına dikkat çeken Çidem, su kaynaklarının korunması gerektiğinin altını çizdi. “Ergene Havzası ve İstanbul dahil olmak üzere tüm Trakya’yı etkileyen bu kuraklık durumu, suya dayalı projelerin derhal durdurulmasını gerektiriyor” dedi.
Orman Kesimi ve Doğal Ekosisteme Müdahale
Göksal Çidem, ormanların “üretim alanı” adı altında kesilmesinin doğaya büyük zararlar verdiğini belirterek, bu tür ormancılık faaliyetlerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Çidem, “Orman alanlarını madencilik, enerji üretimi ve yapılaşmaya açmak, gelecek nesillere telafisi mümkün olmayan zararlar verecektir” dedi.
Karbon Yutak Alanı Olarak Ormanların Önemi
Ormanların yalnızca bölgedeki canlılar için değil, küresel iklim düzeni için de kritik bir öneme sahip olduğunu belirten Çidem, ormanların karbon yutak alanı olarak iklim değişikliğiyle mücadelede hayati bir rol oynadığını ifade etti. Ormanların su rejimini düzenlediğini, heyelan ve sel gibi doğal felaketleri önlediğini, temiz su kaynaklarının büyük bölümünün ormanlardan doğduğunu vurguladı.
İstanbul’un Nefes Borusu: Istrancalar
Çidem, İstanbul’un su ve hava kaynaklarının büyük bir kısmının Istrancalardan geldiğini belirtti. İstanbul’da günlük 3 milyon metreküp su tüketildiğini ifade eden Çidem, bu suyun büyük bir bölümünün Kırklareli kaynaklı olduğunu söyledi. Ancak İBB’nin Rezve Deresi’nden su alma planlarına değinen Çidem, bu planın bölgedeki ekosisteme ve su kaynaklarına büyük zarar vereceğini savundu.
Su Kayıpları ve Projelerin Yeniden Değerlendirilmesi
Çidem, İstanbul’un su kaynakları için yapılan projelerde fayda-maliyet analizlerinin yeniden yapılması gerektiğini belirtti. “İstanbul’un iki haftalık su ihtiyacını karşılamak için milyonlarca dolarlık yatırımlar yapılması yerine, kayıp ve kaçakların önlenmesine odaklanılmalıdır” dedi.
Talan Projelerine Karşı Mücadele
Istranca ormanlarında maden ve enerji projelerinin sayısının yüzleri bulduğunu ifade eden Çidem, bu projelerin çoğunun su kaynakları üzerinde ve doğal ormanların içinde bulunduğunu belirtti. Çidem, bu durumun devam etmesi halinde Kırklareli’nin “Kıtlıkeli” olarak anılabileceğini söyledi.
Gelecek Nesiller İçin Sorumluluk Çağrısı
Son olarak, Çidem, gelecek nesillerin yaşam alanlarını korumanın herkesin sorumluluğu olduğunu vurguladı. “Tarihe not düşüyoruz. Gelecek nesillerin yaşam alanlarını yok etmeye kimsenin hakkı yok. Sessiz kalanlar ve göz yumanlar, çocuklarına karşı olan sorumluluklarını unutmasın” dedi.
Fotoğraf: Göksel Çidem
Kevser Çelik