Trakya'nın derinliklerinde, Recep ve Halime adında iki genç, yüreklerini kavuran bir aşkla birbirlerine bağlanmışlardı. Ancak bu masum aşk, köy ağasının oğlu İsmail'in gölgesinde karanlık bir tehditle karşı karşıyaydı. İşte Arda Boyları'nın hüzünlü öyküsü, bu gençlerin hayallerinin gölgesinde bir trajediye dönüştü.
Recep ve Halime, her gün kavuşma hayaliyle yanıp tutuşurken, köy ağasının oğlu İsmail'in bencil arzuları aralarına engel oluyordu. Halime'nin ailesi, İsmail'in isteği üzerine onu kızlarına vermeye karar verirken, genç kızın fikri dahi sorulmadı. Ancak bu engel, Recep ve Halime'nin birbirlerine olan aşkını sönümsüzleştiremedi.
Halime'nin kınasının yapıldığı gece, Recep cesaretini toplar ve köyü basar. Ancak çatışmada başarılı olamaz ve Halime'yi kaçıramaz. Bu başarısızlık köyde yayılan dedikodularla daha da büyür; Recep'in öldüğüne dair söylentiler yayılır. Bu haber üzerine yıkılan Halime, acısına dayanamaz ve şafakla birlikte gelinliğini giyer, Arda Nehri'ne atlar ve canına kıyar.
Haberi duyan Recep, sevdiğinin intihar ettiğini öğrenir öğrenmez, Arda Nehri'nin soğuk sularına kendini bırakır ve hayatını kaybeder. İkilinin aşkı, bu dünyada kavuşamadan acı bir sona erer.
Recep ve Halime'nin derin ve dokunaklı aşkı, köylüler tarafından yürek burkan bir türküye dönüşür. Arda Boyları Türküsü, bu büyük aşkın izlerini taşır ve onların hikayesi, köy halkının dilinde sonsuza kadar yaşar.
Haber Merkezi