Gazze’de Mason İsrail Hükümeti’nin soykırımı devam ederken, daha ilkokul çağında olan çocukların cansız bedenleri üzerinden vasiyet mektupları çıkıyor. Muhammed ve Haya’da onlardan. Sözlerin yetersiz olduğu, meydanlarda bağırmanın onlar için hiçbirşey ifade etmediği, hükümetlerin kınamalarının onların parçalanmış bedenlerini bir araya asla getiremeyeceği, dünyanın konuşmaktan başka şeyler yapması gerektiğini anlatan bu mektuplarda şunlar yazılı:
Muhammad Abdul Qader Al-Husseini’nin mektubu:
Sizlere vasiyetim;
Eğer ölürsem ya da savaşta şehit düşersem, bizi yardımsız bırakan Arap yöneticileri affetmeyeceğim. Kuşatma altında yiyecek, içecek olmadan zor günler yaşadık, bu yaşımda saçlarıma aklar düştü. O yüzden Allah sizi (Arap yöneticileri kastediyor) ne affetsin ne de bağışlasın. Vallahi de sizi yedi kat göğün yaratıcısına şikayet edeceğim.
Affet beni anne, öldüğüm/gittiğim için sakın üzülme.
Mısır, Yemen, Ürdün, Cezayir, Libya, Lübnan, Tunus, Sudan, Somali ve Malezya halklarına mesajımdır:
'Gazze'yi size emanet ediyorum, yalnız bırakmayın ve unutmayın. Ona (Gazze) iyi bakmanızı istiyorum. Sizi seviyorum; bizi hayal kırıklığına uğratmayacağınıza inanıyorum.'
Mektubumu bulan herkes lütfen paylaşsın/yaysın.
Ben şehidim, Allah'ın izniyle.
25.03.2024’
Haya’nın mektubu:
Merhaba, ben Haya. Şimdi vasiyetimi yazacağım.
Paralarım: 45 Şekel annem için, 5 Zeina için, 5 Hashem için, 5 ninem için, 5 teyzem içim, teyzem Sara için, amcam Aboud için.
Oyuncaklarım ve diğer eşyalarım arkadaşlarıma: Zeyna, Rima, Muna, Emel.
Kıyafetlerim: Kuzenlerim için (Amcamın kızları)
Geriye bir şey kaldıysa bağışlayın.
Ayakkabılarım: Yoksullara ve fakirlere bağışlayın. Yıkandıktan sonra tabi.
Aksesuarlarım: Kuzenlerime (Amcamın kızları) ve Sara’ya (Teyzemin kızı)’…
HACER ZORTUL