Teknoloji, yaşam ve çalışma koşullarını olduğu kadar çocukların oyun şekillerini de değiştirmesine sebep oldu.
Eskiden sokaklarda koşup zıplayan çocukların olduğunu söyleyen Beyit Akkaya, evlerinde saatlerce bilgisayar başında ya da ellerinde tabletlerle oturup beden gücü harcamadan oyun oynayan çocukların çoğaldığını söyledi.
Eğitimciler sürekli, eskiden sokakta oynanan ve artık ‘geleneksel’ olarak tanımlanan oyunların, çocukların eğitimi ve kişiliği üzerindeki olumlu etkilerini anlatıyor. Aileler de çocuklarının sokakta oynayabileceği oyunları araştırıyor. Biz de hem eğitimciler hem de aileler için unutulan geleneksel oyunları derledik.
Akkaya, “Eski dönemlerde çocukluğumuzun oyunları olarak bilinen bir sürü grup ve takım oyunlarımız vardı. Mahalle aralarında sabah çıkar akşam ezanı okunmadan hepimiz evlere dağılırdık. Yüzümüzde gülümseme hafızamızda ve yüreğimizdeki hayallerimiz ve umutlarımız hiç sönmüyordu. Körebe, çelik-çomak, gömme çelik, kemik, saklambaç, kazık, dokuz kiremit, beş taş, dokuztaş, yağ satarım bal satarım, İstop, Renkli İstop, mendil kapmaca gibi trafiğe kapalı mahalle sokaklarında eğlenmeye doyamayacağımız oyunları oynardık. Ayrıca zekaya dayalı hafızayı güçlendiren ve aynı zamanda büyük hevesle oynadığımız İsim şehir, sesiz sinema, gibi oyunlar kurardık O dönemlerde sokak düğünleri yapılırdı ve biz çocukluğumuzdaki düğünlerde de çok eğlenir, terleyene kadar oynardık” dedi.
Birol Çakan