Bindik Bir Alamete

DOBRA DOBRA

Mürtezan Bulut

Eskilerin bir deyimi vardır. İşler ters gittiği zaman, düzeltilemeyecek bir duruma gelindiğinde “Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete” derlermiş.

72 yaşındayım 27 Mayıs 1960’ta Demokrat Parti Hükümeti’ne Askeri Darbe yapıldığında Lise 2. Sınıftaydım. O tarihten bu tarihe tanıklık etmediğim Darbe ve Darbe Teşebbüsü kalmadı. Bu ahir ömrümde 15 Temmuz darbe girişimini de görmek varmış. Ülkem ve vatandaşlarım bir türlü oh diyemedi. Her 10-15 senede bir demokrasimiz yara alıyor. Kendi kendimize kötülük yapıyoruz. Yok ABD yok emperyalizm. Bunlar bahane, eğer ülkemi idare etmeye çalışanlar Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyeti ülkeme uygun gördüğü hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir dediği bu sistem kesintisiz uygulansa idi bu musibet  başımıza gelmezdi.

* İLK 15 SENEDE YAPILANLAR

Din işlerinin devlet işlerinden ayrılması, ülke idaresinin meclis yolu ile sağlanması, hukuk ve üstünlüğünün kabul edilmesi, hiç bir kişiye ve zümreye ayrıcalık tanınmaması ve herkesin kanun karşısında eşit olduğunun kabul edilmiş olması, medeni kanun ile erkek ve kadının hukuk karşısında eşitliğinin sağlanması kalkınmanın önce tarım daha sonra tarıma dayalı sanayi ile yapılmasının kabulü, kurulan kamu iktisadi kuruluşlarının, bunlarla ilgili bankaların kurulması ulaşım imkanlarının demir yolları ile devamının ön görülmesi, medeniyet olarak hedefin batı uygarlığının gösterilmesi, eğitim, eğitim birliğinin kabul edilmesi harf devrimi ile kolay öğrenebilir latin alfabesinin kabul edilmesi, yurt dışına ihtiyaçların acele karşılanması için devlet parası ile okutulmaya gönderilmesi, parasız yatılı devlet okulları açılması başlangıçta her ile bir lisenin açılmasının sağlanması, bunları yaparken de Osmanlı’dan kalan dış borçlarının ödenmeye devam edilmesi, eğer bu anlattıklarımı yeni yetişen nesile öğretebilse idik hiç bir güç bizi engelleyemezdi.

Kalkınmada her üretim biçimi ihtiyaç sıralamalarına göre planlanmış hiç bir zaman elde imkanlar yokken yatırım yapılmamıştır. En büyük silahımız olan genç nüfusa eğer batı normlarında pozitif ilim eğitimini sağlasa idik, kalkınmamızı sağlayacak üretime dönük mühendis, ara elemanı usta ve kalfa yetiştirebilse idik başımıza bu FETO ve taraftarları çıkıp yine önümüz kesilmezdi. Sonumuz hayır olsun. Allahtan ümit kesilmez.