Nizamettin Okutan Offofff! Dolar, Euro, aklına gelen gelmeyen ne kadar yabancı para varsa hepsi değer kazanıyor. Merak ettim Türk parası sadece bir ayda, 40 yıldır savaşan, bütün döviz rezervlerine ABD tarafından el konulan, ticaretin durduğu, işsizliğin zirve yaptığı, Ağustos ayından beri hükümetin dahi olmadığı Afganistan’da bu ülkenin parası Afgani’ye karşı dahi yüzde 35 değer kaybetmiş. Demek istediğim, Türkiye’deki bu Dolar-Euro yükselişinin gerçek ekonomiyle bir alakası yoook. Bunda bir bit yeniği olmalı. Ben bakıyorumda, her tarafı bitler doldurmuş, bir bit yeniği değil, binlerce bit yeniği var. Haaa, diyeceklerimi demeden önce, fiyat artışlarının sadece Türkiye’nin sorunu olduğunu da sanmayın. Dünyanın hemen hemen bütün ülkelerinde aynen bizdeki gibi yüzde 20-60 oranında hatta bazı ürünlerde yüzde yüze varan zamlar var. Bizim ülkemizde işin içine bir de Dolar girdi mi iş çığırından çıkıyor. Meseleye gelmek istediğim okta da işin çığırından çıktığı bu Dolarlı nokta. Bakkala gidiyorsun, markete gidiyorsun, alış-veriş mağazasına gidiyorsun “Abi dolara zam geldi ya, onun için bu zamlar.” demesin mi? Kasada duran gariban da haklı, ona diyecek bir şeyimiz yok. Ama “dolar yükseldi ya” diyen patron o garibana gelince “asgari ücreti” bile fazla görüyor.Daha Dolara sıra gelmeden, birinci bitin burada olduğunu bilelim. Zam zam üstüne zam yaparken, çalışanının emeğini görmeyip, Doları gören ve Dolarla işlem yapmadığı hâlde zamların sebebini Dolarda gören adam bitleri çoğaltıyor. Hadi diyelim ki, marketler ve bakkallar ve de alış-veriş merkezleri, üretilmişleri sattıkları için, kendilerine verilen fiyatlar üzerinden yeni bir ayarlamaya gidiyor. Doğrudur. Ya üretici? Zorunlu olarak dışarıdan mal alıp, üreten üreticilerimiz veya ithalat yapan tüccarımız haricindeki üreticilerimiz, yani. Bu üreticilerimizin de mi hepsi Dolarla çalışıyor? Bilemiyorum. Eğer öyleyse, zaten ve zaten bitmişiz de cenazemizden haberimiz yok demektir. Bu durumda ortalık bitten geçilmez olur tabii. Tüketicimize gelince. Hep üreticiye, ithalatçıya laf etmeyelim. Laf ettiğimiz hâlde üreticimiz olmazsa, ithalatçımız olmazsa hapı hepimizin birden ve toptan yutacağımızı da bilelim. Yok öyle, hemen suçu üreticiye ithalatçıya atmak. Tüketici bilinci oluşmamış bizde. İsraf israf… Kalite yerine markayı, yerli kaliteli ürün yerine ithal markayı, geliri yetmediği hâlde daha fazla masraf yetmeyi, iş beğenmemeyi alışkanlık hâline getiren bu tüketiciyi elbette Dolar, elbette Euro vuracaktır. Demek ki, tüketici tarafında da dolaşıyor bir sürü bit. Ekonomi için bir başka konuda iktidara olan güvendir. Dolar, Euro ne operasyonu yaparlarsa yapsınlar, ekonomiye, iktidara güven varsa kendisini toparlar. Elinde Dolar veya Euro olmayan adam bile Doları veya Euro’yu konuşmaya başlıyorsa, bunun sebebi ekonomik güven yokluğudur. Bu güvenin sağlanması da iktidarın sorumluluğundadır. Halkın hâlini iyi bilmek, ona göre göre politikalar üretmek iktidarın işidir. Ve son olarak önceki yazımızı hatırlayalım. İlla ki, ahlak; ahlaksız olmaz.
Köşe Yazıları
Yayınlanma: 26 Kasım 2021 - 09:23
Dolar Fırsatçılığı ve Fiyat Artışları
Nizamettin Okutan Offofff! Dolar, Euro, aklına gelen gelmeyen ne kadar yabancı para varsa hepsi değer kazanıyor
Köşe Yazıları
26 Kasım 2021 - 09:23
İlginizi Çekebilir