Şenol Goncagül SİYASİ PARTİLER YAYASI en kısa zamanda değiştirilmeli demiştik. Demiştik te; bunu yapacak olanların, aslında zaten o meselenin de kaynağı olduğunu unutmamak lazım! “Mevcut duruma göre, zaten kendi istedikleri kişilerin bir yerlere geldiği için” bunu değiştirip de, kendi tırnaklarını ile kazıyıp da bir yerlere gelmeye çalışanlar için ne yapabilirler ki ?!HİÇ ..! ++ Partilere kayıtlı olan sıradan üyelerin, iki hedefi olabilir; “sadece üye vasfında kalarak, partilerine manevi destek olmak. Üst basamak hedefinde olmamak” Mevcut siyasi partilerde en çok sevilen ve arzu duyulan üye tipi de bunlardır..! İkinci alternatif ise; “Bu en alt basamaktan sonra, sırası ile mücadele ederek, önce delegelik, sonradan da belediye veya il genel meclisi üyeliği, ilçe ve il başkanlığı, belediye başkanlığı veya milletvekili adaylığı olmak üzere emek harcamak” (Mevcut yönetim kademelerindekilerin pek de sevemedikleri düşünce tipi yani!” ++ Bir de; “herhangi bir siyasi partiye üye olmak üzere gittiğinizde, zaten başka bir siyasi partiye üye olduğunuzu öğrenerek, hayatınızın ŞOK unu yaşayabiliyorsunuz!” Marketlerden, AVM gibi, GSM operatörleri gibi yerlerden alınan datalar ile olabildiğince NAYLON üyelerin tavan yaptığı bir dönemden geçiyoruz! (Bu arada, hazır naylon demişken, çevre açısından da bu naylon malzemesinin ne kadar zararlı bir şey olduğunun altını çizmeden geçmeyelim!) ++ Delege belirlenmeleri her ne kadar belli prosedürlere göre yapılıyor denilse de (!), bunun hangi derecede ideal ve yasal şekilde yapıldığını hepimiz gayet iyi biliyoruz! Mevcut yönetimlerin, belediye başkanlarının, milletvekillerinin, ileride girecekleri seçim ve mücaadelelerde kendilerine oy ve destek verebilecek isimlerden oluşan delege listeleri de, (laf aramızda) ilaç gibi gelecektir! O listelerdeki delefelerle de, son derece adil (!) bir şekilde, il ve ilçe başkanlarını belirlersiniz. Vatana, millete hayırlı olsun..! ++ Elbette ki, gayet olağan ve yaygın bir şekilde, il ve ilçe başkanlarının seçimlerinde, çeşitli gizli pazarlıklar ve anlaşmalar da olacaktır. Dengeleri düşünmek ve korumak esas olmalıdır! “Senin, benim adamım!” mantığı ile emek ve liyakat gözetilmeden belirlenen il ve ilçe başkanları da, yapılacak olan herhangi bir ön seçim durumunda, kendilerini oralara getirenlerle birlikte, belirlenen isimleri iş başına getireceklerdir. ++ Uzunca bir zamandan beridir de, bölgemizde yapılan milletvekili aday belirlenmesinde, ön seçim yerine, merkezi yoklama tercihi benimseniyor. Bunun dışa vuran ifadesi ise “Sizler hiç merak edip, zahmet buyurmayın! Biz, oralara gelecek isimleri, kapalı kapılar ardında oturur, belirleriz” şeklinde olacaktır… Amacı da ; “Örneğin; Kırklareli ‘ den 2 adet vekilliği, şapkayı koysak alabiliyorsak, ileride parti genel kurulu ve alınacak kararlarda bizim yanımızda durabilecek isimleri getirelim!” durumu olacaktır. Mantıklı veya adil bir sistem midir bu ?!HAYIR:.. ++ Diyelim ki; ön seçim kararı aldınız. Az önce, nasıl belirlendiklerini ifade ettiğimiz listedeki delegeler, yine kendilerini oralara getirenlerin talimat ve direktifleri ile belirli isimleri seçeceğinden, yine de çok da demokratik olmayacak gibi..! Ne yazık ki; en iyisi de bu gibi duruyor… ++ Bir başka yazımda da belirttiğim gibi; bir sürü zahmetten sonra vekillik şansına ulaşabilenler de, oralardaki yabancılık ve acemiliklerini aşabilmek üzere ayrı bir kulvar da mücadele veriyorlar. O SURVİVOR tarzı zorluklardan geçtikten sonra da, (sanmayın ki) hemen oturup, yasalar yapmaya, inisiyatif kullanmaya, yanlışı eleştirmek üzere kürsülere çıkmaya başlıyorlar. Bunu yapabilmek için; grup başkan vekili, üst düzey parti yöneticisi filan olmanız da gerekiyor. Bir yandan da zaten; sizi destekleyip, oralara taşıyan partililerinizin yakınlarının atama ve tayin işleri, devlet daireleri ve partiliniz olan belediyelerdeki işleri için zaman ayıracaksınız! Bunu yapmasanız ne olur pekii ?!Gördüğünüz son seçim zaferi olur! ++ Bir de; ön seçim veya olması gerektiği gibi genel kurul yapmayan siyasi partilerin durumları var ortada! Örneğin; ben AK PARTİ ‘ nin bu il ve ilçe başkanı gibi yöneticilerinin seçilmelerini pek anlayamıyorum! Ankara ‘ da ki genel merkeze davet edilen (mesela) 5 kişi mülakata alınıyor. Aralarından birinde karar kılınarak, yetki veriliyor. O (zaten seçilmiş olan) kişi de, seçim bölgesinde genel kurula TEK ADAY olarak giriyor ve sanki demokratik bir kongreden, seçilerek çıkmış bir başkan gibi, il veya ilçenin başkanı oluyor… Tarz ve tercih meselesi elbette ki… ++ Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Ancak; şu da bir gerçektir ki, siyasi partiler kanunu, her yönü ile delik deşik olan, acilen değiştirilmesi gereken ama onu yapacak kişilerin de, o yolla işbaşına gelen kişiler olmalarından dolayı, pek de mümkün görünmeyen bir umut, beklenti durumunda. Raflardaki yerini almış halde beklemekte… ++ Hasır siyasi partilerden söz etmişken; şu deprem felaketinde anlam veremediğim şeylerin de, siyasi partiler eliyle yaşanmakta olduğunun altını çizmek istiyorum! DEPREM, binaların tümüne yakınını yıkmış. İnsanlar enkaz altındalar veya çıkarılmışlar ama çadırlarda hayatta kalmaya çalışıyorlar. Bilanço o kadar ağır ki; bölgedeki her dilim ekmeğe, sıcak bir yatağa ve ısınacak sobaya ihtiyaç var. Gelen yardımlara ulaşabilmek için çırpınan depremzedeler gibi, onlara yardım için gelen ve çırpınan insanların da benzer gereksinimleri var. Bir de; bilmem hangi partinin, bilmem nerenin bilmem nesinin, o afet bölgesine giderek, afet bölgelerinde selfiler yapmalarını, paylaşım rekorları kırmalarını bir türlü anlayamıyorum! Marangozdur da, insanlara faydalı işler yapmak üzere kolları sıvamışlardır. Anlarım. Yardım kolilerinin dağıtılmasında güç kuvvet gerektiği için işin ucundan tutarlar da, anlarım. Kepçe operatörü gibi, ne bileyim, mühendis filan gibi bir meziyetleri vardır da, bir açığı kapatıyorlardır. Anlarım… Ama biraderim; grand tuvalet ve kravatı ile orada yardıma koşan görevliden önce, yemek sırasında bekleyen, dinlenmek için yatağına geldiğinde, işi gücü olmayan bir partili veya STK yöneticisini görüp, isyan etmesine neden olan kişinin, aklı da, vicdanı da, algılama kapasitesi de, çolak ve sağırdır diyorum..! Haksız mıyım ?! ++ Neymiş efendim; yöneticilermiş! AFAD ı var. Emniyetihn, jandarmanın, yasal koordinatörlerin işleri de o değil mi zaten ?! Siz, onlardan daha deneyimli ve uzman kişiler misiniz?! Bırakın bunları diyorum… Yazıktır, günahtır… ++ Siyasi partiler yasası acilen değişmeli diyordum ya; işte o yasa değişebilse veya aslına uygun şekilde uygulanabilse, bu türden saçmalıklar da yaşanmazdı ülkemde..! Yeniden görüşebilmek üzere…
köşe
Yayınlanma: 21 Şubat 2023 - 09:57
EKMEK ARASI DEMOKRASİ !?
Şenol Goncagül SİYASİ PARTİLER YAYASI en kısa zamanda değiştirilmeli demiştik
köşe
21 Şubat 2023 - 09:57