[email protected] Distemper; yani “Gençlik Hastalığı” virüsü, özellikle genç köpeklerin, yaban hayatta iserakun, tilki, kurt, dağ gelinciği, kokarca gibi hayvanların ölümüne sebep olan son derece bulaşıcı ve tehlikeli bir virüs.Gençlik aşısı olan köpeklerbu hastalığı atlatabilirken; gençlik hastalığına yakalanan diğer hayvanların kurtulma olasılıkları çok düşük ve tedavisi bilinmemekte.“Barınaklar ölüm saçıyor.” diye yüksek sesle bağıran hayvan severlerin ne demek istediğini,bugünlerde ben yeni anlamaya başladım.Yakın çevremdekiler, ücretli cins köpek almak yerine barınaklardaki sahipsiz köpekleri sahiplenirler. Geçenlerde bir yakınım barınağa giderek iki adet yavru köpek aldı ve bakmaya başladı. Barınakta köpeklere bakarkenbir karı- koca gelerek “Sakın yavru köpek almayın, ölecekler.” diye kendisini uyardığında bir anlam verememiş ve şaşırıp kalmış. Buna rağmen yakınım, iki sahipsiz yavruyu iç-dış parazit aşısı yapıldıktan sonra teslim almış ve bahçesine getirerek bakmaya başlamıştı. Nerden bilsin başına gelecekleri?Bu arada belirtmeliyim ki, çoğu barınakta bütçe olmadığı için gençlik aşısı yapılmıyor.İlk hafta her şey gayet iyiyken birden hayvanların burunlarından akıntı ve gözlerinden yaş gelmeye başlayınca veterinerin yolunu tutan yakınım ilk şoku yaşamış. Yavru köpeklere test yapılmış ve “Barınaktan hastalık kapmış, gençlik hastası bunlar” deyince veteriner, bizimkinin başından kaynar sular dökülmüş. Zira, “Tedavisi yok. İyi beslenme, antibiyotik, vitamin takviyesi yaparak belki iyileşirler; ancak, kurtulma şansları çok zayıf.” demişveteriner. Neredeyse ağlayacak olan yakınım “Ne gerekiyorsa yapalım.” diyerek veterinerden elinden geleni yapmasını istemiş. Ama, istese ne olacak, birkaç gün sonra ilk yavru can çekişerek ölmüş bile. Bunun üzerine, ikinci yavruyu Babaeski’deki tam donanımlı bir veteriner kliniğine yatırmış ve her türlü bakım ve tedavisini yaptırmış. Ancak; hastalığın ikinci evresine geçen yavru köpek sara hastaları gibi nöbetler geçirmeye başlamış ve 5.gün sonunda tüm müdahale ve bakımlara rağmen kurtulamayarak can vermiş. Bu süreçte tüm veterinerlerin söylediği bir uyarı ise daha da düşündürücü olmuş;“Gençlik hastalığı sebebiyle ölen yavru köpeklerin bulunduğu bahçeye en az altı (6) ay başka bir köpek koymayın. Zira bu virüs, aşıları olmayan diğer hayvanlara da bulaşarak ölümlerine sebep olabilir.” diyen veterinerlerin sözü çok düşündürücü…“Barınak Katliamı” dedikleri şey bu olsa gerek.Çünkü, barınaklarda gençlik hastalığına yakalanıp ölen hayvanların bir şekilde barındırıldıkları yerlerin en az 6 ay boş bırakıldığını görmek çok zor… Sürekli sokaktan getirilen yavru hayvanlar, hatta büyük hayvanlar yine ve yeniden aynı yerlerde barındırılabilmekte ve bu durumda barınaktaki yavru köpeklerin sonu hep aynı olabilmekte; yani ölümden kaçış yok…Halbuki yapılması gereken şey çok net. Sokaktan barınaklara getirilen her yavruya gençlik hastalığı testi yapılmalı ve hasta olmadıkları tespit edilen yavru köpeklere gençlik aşısı ilk anda yapılmalı. Barınaktan yavru köpek sahiplenecek vatandaşlar başvuru yaptığında ise, köpeklerin gençlik hastası olmadığı test yapılarak anlaşılmalı ve öyle yavru köpekler sahiplendirilmeli.Yoksa, sonuç çoğunlukla hep ölümle sonuçlanacak.Yakınım iki yavru köpeği kaybettiği ve yaşadıkları acıyı gördüğü için çok üzgündü. Bununla birlikte; gençlik hastalığına belki bir umut tedavi vardır diye çokça araştırma yapmış, eşi dostuyla istişare etmiş. Bir keresinde bir tanıdığının söylediği çok enteresan bir hikaye ise,gençlik hastalığı tedavisinde yeni araştırmalara konu olabilir diye düşündürmüş.O kişinin anlattığı hikayeye göre; vatandaşın birisi barınaktan aldığı ve gençlik hastalığı kapan üç yavru sokak köpeğini üç ay boyunca antibiyotik, vitamin, kuvvetli besinler,büyük boy bir şırınga içinde sarımsaklı yoğurt ile beslemeye devam etmiş ve sonuçta hayvanlar sağlıklı bir şekilde hayata devam etmişler. Yani, yavru köpekler gençlik hastalığını tamamen atlatmışlar. Bunu duyunca ben de paylaşmak istedim. Eğer yavru köpeğiniz aşı olmadan gençlik hastalığına yakalandıysa, bu tavsiyeyi denemekte fayda olabilir. Bilim dünyasına da çağrıda bulunmak istiyorum. Antibiyotik, vitamin, kuvvetli beslenmeye ilave sarımsaklı yoğurt tedavisini bir an evvel bilimsel olarak deneylere konu edip test sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmalısınız. Bu sayede, belki de, dünyada tedavisi yok denilen gençlik hastalığının tedavisi Ülkemizden ispatlanarak dünyaya yayılır.Prof. Canan Karatay’ın kulağını çınlatarak yazıma son vereceğim. Kelle Paça çorbası, insanlara olduğu gibi gençlik hastalığına yakalanan yavru köpeklere de çok faydalı oluyor ve hastalıklarla vücudun doğal mücadelesini sağlayan antikorları çoğaltarak iyileşme sürecini hızlandırıyor. Dolayısıyla; siz de kelle paça ve sarımsaklı yoğurdu özellikle pandeminin var olduğu bugünlerde hayatınızdan çıkartmayın.
Köşe Yazıları
Yayınlanma: 25 Kasım 2021 - 10:41
GENÇLİK HASTALIĞINA ÇÖZÜM MÜ?
ahmetkemalbakir@gmail
Köşe Yazıları
25 Kasım 2021 - 10:41
İlginizi Çekebilir