KESK MYK üyesi Zeynep Korkmaz,"%1’in çıkarı için %99’u yok sayan adaletsizliğe, haksızlığa karşı çaresiz olmadıklarını söyledi.
Korkmaz,sölerine şu şekilde devam etti; Ülkeyi yönetenler ise yıllardır anlattıkları masallara yenilerini eklemeye devam ediyor.
Yıllarca “2023’te kişi başına milli gelir 25 bin dolar olacak, işsizlik %5’e, enflasyon tek basamaklı rakamlara inecek. Türkiye dünyada ilk 10 ekonomi arasına girecek” masalını pazarladılar.
İşsizlerin sayısı 9 milyona ulaştı. Her 5 gençten biri, her 3 kadından biri işsiz.Ülkeyi OECD ülkeleri içinde resmi enflasyonu en yüksek ülke durumuna getirdiler. Bugün enflasyon sırlamasında bizden sonra gelen ülkeyi tam (Macaristan) beşe katlıyoruz. Tüm dünyada gıda enflasyonu düşerken bizde artmaya devam ediyor. OECD ortalaması yüzde 8 iken biz %72 ile bunun tam 9 katı gıda enflasyonu yaşıyoruz.
Çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı TÜİK enflasyonunu katlıyor. Öyle ki bir bardak çay 10 TL, bir simit 10 TL. Dört kişilik bir aile üç öğün kişi başına bir çay bir simit tüketse bile aylık 7 bin 500 TL ediyor.
Açlık sınırı 16 bin TL’ye, yoksulluk sınırı 49 bin TL’ye dayandı. 85 milyonluk nüfusun 51 milyonu açlık sınırı,32 milyonu ise yoksulluk sınırı altında bir yaşam savaşı veriyor.
4 kişilik bir ailede tüm fertler asgari ücretle çalışsa bile yoksulluk sınırına ulaşamıyor. Ortalama kamu emekçisi maaşı ise “ilave seyyanen ödenek” oyununa rağmen ancak yoksulluk sınırının yarısına ulaşıyor. En düşük ev kirası bile asgari ücreti aşıyor.
Dolayısıyla aldığımız ücretle-maaşla ayın sonunu getiremiyoruz. En temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için borçlanıyoruz. Bu yüzden halkın kredi kartı borçları geçen yıla göre iki buçuk kat arttı. Bugün her 100 kişiden 12'si borcunu ödeyemediği için yasal takipte.
Oysa “yeni”, “rasyonel” diye sundukları modelin cilasını kaldırdığımızda da altından yine çalışanları ve halkı daha fazla yoksulluğa itmeyi hedefleyen bir saldırı dalgası çıkıyor. Bu saldırı dalgası için seçimden hemen sonra düğmeye bastılar.
Daha bir yıl önce ''Bu kardeşiniz bu görevde olduğu sürece, faiz her geçen gün, her geçen hafta, her geçen ay inmeye devam edecek” diyordu. Ama seçimleri kazanır kazanmaz bu sözleri unuttular. Nas söylemini rafa kaldırdılar. KDV’yi ÖTV’yi, harçları, tüm kredilerin faiz oranlarını fahiş oranlarda arttırdılar.
Motorlu Taşıtlar Vergisini (MTV) iki kez aldılar. Ardından 1 Trilyon 120 milyarlık ek bütçenin de tüm yükünü vergilerle yine bize yıktılar.
“Enflasyonu düşürmek için tüketimi kısmamız, tasarrufu arttırmamız şart” dediler. Ama ne uçaklarından, makam arabalarından ne de lüks saray harcamalarından, üç dört yerden aldıkları maaşlarından vazgeçmediler.
Ama okul öncesi eğitimdeki yüzbinlerce öğrencinin 1 öğün ücretsiz yemeğini bile kestiler.
Saldırı dalgası bugün Orta Vadeli Program, Kalkınma Planı ve bütçe kanun teklifinden oluşan Bermuda Şeytan Üçgeni ile sürüyor.
Bermuda Şeytan Üçgeni ile:
Ücretlerimizi-maaşlarımızı gerçekleşen enflasyona göre değil, hedeflenen enflasyona göre artırmayı, böylece enflasyon farkı ödemesini kaldırmayı hedefliyorlar.Emekli olma yaşını yükseltilmek, emekli aylıklarını daha da düşürmek istiyorlar.Sosyal harcamalara, eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamu hizmetlerine yapılan harcamaları daha da kısmayı, özelleştirmeleri tüm hızlıya sürdürmeyi hedefliyorlar. ‘Vergi reformu’ adı altında çalışanlara ve halka daha çok vergi, ‘esnek çalışma’ adı altında daha çok sömürü dayatmak, kıdem tazminatını ortadan kaldırılmak istiyorlar.
Kısacası eski dedikleri modelde cebimize giren, ücretlerimizi buharlaştıran el yeni dedikleri ekonomik modelde bugün boğazımıza sarılmaya çalışıyor.
İşte TBMM’de görüşülen bütçe kanun teklifi iktidarın “yeni” dediği ekonomik modelin bugün boğamıza sarılmaya çalışan elidir.
Bütçe teklifine göre önümüzdeki yıl devletin her 100 TL’lik giderinin 89 TL’si vergilerden karşılanacak. Peki vergiler kimden, nereden toplanacak?
Ne yazık ki tüm vergi yükü gelmiş geçmiş tüm bütçelerden daha ağır bir şekilde bize, emekçi sınıflara, halka yıkılmak isteniyor.
Merkez Bankası 22 gün önce 2024 için enflasyon tahminini %36’ya çıkardı. Milyonlarca kamu emekçisine 2024 yılı için hedeflenen enflasyon oranın 11 puan altında maaş artışı dayatıldı. Ama bütçe kanun teklifi ile toplanacak vergiler geçen yıla göre tam %132 artırılıyor.
ÖTV %175, büyük bölümü bizim maaşlarımızdan-ücretlerimizden kaynakta kesilen Gelir Vergisi %140, KDV %120, Damga Vergisi %160, Şans Oyunları Vergisi tam %320 artırılıyor.
Buna karşın, devlet toplayacağı her 100 TL verginin 25 TL’sinden vergi harcaması adı altında sermaye, patronlara getirdiği muafiyet ve istisnalarla vazgeçiyor.Kısacası halk, çalışanlar vergi yükü altında ezilirken koca koca holdingler, şirketler, firmalar çalıştırdıkları asgari ücretli kadar dahi vergi ödemeyecek.
%1’in çıkarı için %99’u yok sayan adaletsizliğe, haksızlığa karşı çaresiz değiliz.
2 Aralık Cumartesi günü İstanbul ve Diyarbakır’da hayata geçireceğimiz mitinglerle emeğimize, ekmeğimize, geleceğimize, bütçe hakkımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz."dedi
Birol Çakan