Doğa ve Kültür (DOKU) Derneği Başkanı Göksal Çiğdem, son dönemde Istranca dağları ve çevresindeki derelerde ciddi su sıkıntıları yaşandığını belirterek, kuraklık tehdidinin giderek arttığını vurguladı. Çiğdem, “Istranca derelerinde su yok, kuraklık had safhada. Kapımıza dayandı. 2025 yazı Susuz yaz olacak,” diyerek, bölgedeki su kaynaklarının alarm verdiğini söyledi.
Kuraklık Krizi Kapımıza Dayandı
Istranca bölgesindeki derelerin su seviyesinin hızla düştüğüne dikkat çeken Çiğdem, kuraklığın sadece çevreyi değil, aynı zamanda yerel halkı ve tarım alanlarını da tehdit ettiğini belirtti. Çiğdem, “Kuraklık tehdidi, bölgedeki su kaynaklarının hızla tükenmesine yol açıyor. 2025 yılı, su sıkıntısının zirveye çıkacağı bir dönem olabilir. Bu durumda yeraltı ve yüzey suları, Su havzaları gibi önemli su kaynaklarının korunması büyük önem taşıyor,” dedi.
Su Kaynakları İçin Acil Önlemler Alınmalı
Dernek Başkanı Göksal Çiğdem, su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetimi konusunda derhal harekete geçilmesi gerektiğini söyledi. “Yarın çok geç olmadan, yeraltı ve yüzey suları, su havzaları, su rejimini düzenleyen orman alanları kayıtsız şartsız mutlak koruma altına alınmalıdır. Aksi takdirde, bu değerli Su kaynakları yok olabilir,” uyarısında bulundu. Su kaynaklarının korunmasının yalnızca çevre için değil, aynı zamanda bölge halkının yaşam kalitesini sürdürebilmesi için de kritik olduğunu belirtti.
Yeraltı ve Yüzey Suları İçin Acil Müdahale Gerekiyor
Çiğdem, suyun geleceği için sadece su havzalarının değil, aynı zamanda yeraltı sularının da korunması gerektiğini ifade etti. Yeraltı sularının tahribatının, bölgedeki ekosistemi ve su üretme kapasitesini ciddi şekilde etkileyebileceğini vurgulayan Çiğdem, “Yeraltı suları ve yüzey suları arasındaki dengeyi korumak için bugünden itibaren sistematik bir koruma programı uygulanmalıdır,” dedi.
Orman Alanlarının Korunması Kritik
Su üretiminde ormanların kritik bir rol oynadığını belirten Göksal Çiğdem, orman alanlarının tahribatının su kaynakları üzerinde yıkıcı etkiler yaratabileceğini söyledi. “Ormanlar, suyun düzenli bir şekilde yüzeye çıkmasını sağlar ve yeraltı su seviyelerinin korunmasına yardımcı olur. Bu yüzden orman alanlarının mutlak koruma altına alınması, su krizinin önüne geçilmesi için kaçınılmazdır,” dedi.
Halkı ve Yetkilileri Harekete Geçmeye Çağırdı
Göksal Çiğdem, tüm bu sorunların çözülmesi için sadece yerel yönetimlerin değil, aynı zamanda halkın da sorumluluk alması gerektiğini belirtti. “Bu bir toplumsal mesele haline geldi. Halk, suyun korunması konusunda bilinçlendirilmeli ve yetkililer, hızlıca çözüm önerileri geliştirmelidir. 2025 yılına kadar bu krizle baş edebilmek için şimdi daha fazla çaba göstermeliyiz,” şeklinde konuştu.
Su Krizine Karşı Acil Eylem Planı Gerekiyor
Istranca bölgesindeki su kaynakları hızla tükenirken, uzmanlar ve yerel yönetimler tarafından derhal eylem planı hazırlanması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Göksal Çiğdem’in açıklamaları, kuraklık tehdidinin ne kadar ciddi olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. 2025 yılına kadar su krizinin derinleşmemesi için su kaynaklarının korunması ve yönetimi konusunda radikal adımlar atılması gerekiyor.
Fotoğraf: Göksal Çidem
Kevser Çelik