Keşan’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 102. Yıldönümü, 19 Kasım 2024 Salı günü düzenlenen tören ile kutlandı.
Program kapsamında Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen çelenk sunumu töreni saat 10.00’da başladı.
Törene; Keşan Kaymakamı Cemalettin Yılmaz, Keşan Garnizon Komutanı Tuğgeneral Gürcan Sezengöz, Keşan Belediye Başkanı Op. Dr. Mehmet Özcan, Keşan Cumhuriyet Başsavcısı Hilal Bozdağ, CHP Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan, Edirne İl Genel Meclisi Başkanı Çiğdem Gegeoğlu, ilçe belediye başkanları, kamu kurum ve kuruluş ile siyasi partilerin temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Atatürk Anıtı’na çelenklerin sunulmasının ardından saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın söylenmesi ile tören devam ederken; günün anlam ve önemini belirten konuşma Keşan Belediye Başkanı Op. Dr. Mehmet Özcan tarafından yapıldı.
Konuşmasına 102 yıl önce Keşan’ın işgalden kurtuluşunun anma gününde, bir arada olmaktan sevinç duyduğunu belirterek başlayan Özcan şöyle konuştu: “Değerli hemşehrilerim, seneler, yıllar çabuk geçer ama nesiller arkada kalır. Özellikle genç evlatlarımıza, öğrencilerimize, kıssadan hisse bir şeyler anlatmak istiyorum
Değerli hemşehrilerimiz; biz Ulus olarak yaklaşık 4 bin yıl önce buralarda yaşamışız. Luvi Türkleri diye geçer ama tarih sahnesinden silinmişler. İlk Türk isimli devlet Göktürkler’den sonra 4-5 yüzyıl sonra Orta Asya’dan sonra çeşitli nedenlerle yeni yurt bulmak için anayurttan Anadolu’ya doğru bir akın başlar. Ve Anadolu’ya kalıcı olarak ilk girişimiz 1071 Malazgirt Meydan Muharebesidir. Anadolu o zamanlarda Rumeli’ydi.
Değerli evlatlarım ve hemşehrilerim; bu giriş 1071’den sonra Anadolu’nun batılarına doğru devam etti. Büyük Selçuklu İmparatorluğu Anadolu’ya özellikle doğu kısmına damgasını vurdu. Zamanla zayıflayınca Anadolu Selçuklular’ı kaldı. Onlar da belli bir süre sonra zayıflayınca yerlerine 12 Oğuz Boyu’ndan biri olan Osmanoğulları’nı vekil bıraktılar. Osman Bey’in kurduğu bu yeni imparatorluk Balkanlar’a doğru ilerlemeye başlar. 1352 yılında ilk defa Bolayır civarlarında Avrupa topraklarına geçeriz. Kısa sürede bölge Keşan alınır. Gelibolu denizcilik alanında biraz geri olduğumuz için ancak 1361’de alınabilir. Aynı yıllarda da 1361’de Edirne’nin fethi olur. Bu giriş 1396 Kosova Savaşı’na kadar devam eder. Balkanlarda daha fazla kökleşilir. Bursa’dan sonra Edirne ikinci başkentimiz olur. 70 yıl kadar sonra İstanbul’u alırız. Bizans’ı tarihin sayfalarına gömeriz. Bizans’ın alınışından sonra topraklarımız Doğu’dan Batı’ya gelişmeye başlar. En uç noktalara Yavuz Selim’le ulaşılır. Osmanlı çok büyük bir cihan imparatorluğu olur. 45 yıllık Muhteşem Süleyman’ın ardından bir şeyler ters gider. Viyana kapılarından 2. Kuşatmadan sonra geri döneriz. Bu dönem yaklaşık 200 sene sürer. Balkanlardaki huzursuzluk, Balkan savaşları, Çanakkale Savaşı ve 1. Dünya Savaşı’nda yenik düşen Osmanlı Mondros Mütarekesiyle silahları bırakmak zorunda kalır. Daha önce Çanakkale sularına gömdüğümüz İngiliz gemileri İstanbul’a dayanır. Doğal olarak buraları da Yunan işgaline girer
Değerli hemşehrilerim; Osmanlı’nın emperyalist ülkeler tarafından parça parça taksimlenmesi, bir çaresizlik içinde olan Ulusumuzda 1919 Mayıs sabahı Samsun’da bir umut doğar. Umudun adı Mustafa Kemal’dir. Amasya, Erzurum ve Sivas kongrelerinden sonra Milli mücadeleyi ciddi şekilde organize eder ve başlatırız. Akabinde Kurtuluş Savaşı’nı gerçekleştirir ve Yunanlılar 9 Eylül’de denize dökülür. Bu sırada yapılan Lozan Antlaşması’yla İstanbul’un batısında Meriç’e kadar olan topraklardaki yunan işgali anlaşmayla sağlanarak geri püskürtülür. Tam 102 yıl önce Kurtuluş Caddesi ismini verdiğimiz bu caddede Yüzbaşı Mehmet Bey ve ekibi askerleriyle gelir Yunan bayrağı indirilir sonsuza dek kalacak olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bayrağı dikilir. Bu 4 yıllık işgal süresinde insanlarımız köyler dahil çok zahmetler çekmişler. Bölgede çok katliamlar gerçekleştirilmiş. Anneler bebeklerinin ağzını kapatarak ağlamasının duyulmasının önüne geçmişler. Genç kızlar çalılar arkasında yüzlerini boyayarak saklanmışlar. Bu anlatılanlardan sonra insanın içi parçalanıyor. Bu işgal döneminde teşekkür etmek istediğimiz ve minnet borcu olduğumuz hatırda kalan üç-dört isim var. Raşit Efendi, aynı zamanda dönemin müftüsüdür, bugün adına okulumuz var. Soydaşlarımız korumak için çok büyük çaba sarfeder. Şapçılı İsmail Ağa, Rüstem Ağa, Hayri Ağa, Hasan Ağa, bunlar işgal sırasında ciddi şekilde sivil direnişleri olmuştur. Eğer bu sivil direniş olmasaydı, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu’da Yunanlılar burada bir Kolordu bırakmak zorunda kaldı. Eğer o Kolordu’yu Anadolu’ya geçirmiş olsalardı şu an burada başka bir şeyler konuşuyor olacaktık veya konuşmayacaktık.
Değerli hemşehrilerim, sevgili öğrenciler, bu tarih yolculuğunu sizlere şu nedenle anlattım; evlat acısı, kuyruk acısı diye bir hikaye vardır. Ne Anadolu’ya girişimiz ne İstanbul’un alınışı, ne Viyana kapılarına kadar gidişimiz hiçbir şekilde tarih içerisinde başkalarının gözünde silinmeyecek, unutulmayacaktır. Biz de bu fikirle, bu bilinçle, daha fazla çalışıp, bölgemizde çok daha kuvvetli olmak zorundayız.
Değerli hemşehrilerimiz Kurtuluş günümüz kutlu olsun. Başta bize bu ülkeyi bırakan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, buradaki Kurtuluş mücadelesinde şehit olanlara, emeği geçenlere, sonsuz şükran ve saygılarımızı sunuyorum. Hepimizin günü kutlu olsun, Allah bir daha o günleri göstermesin.”
Tören daha sonra, Keşan Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü Kırklareli Yöresi Halk Oyunları ve Folklor Ekibi gösterileri, Keşan İlçe Spor Müdürlüğü ve Gençlik Merkezi Karadeniz Yöresi Halk Oyunları Ekibinin gösterileri, Keşan İlçe Spor Müdürlüğü ve Gençlik Merkezi Karma Halk Oyunları Ekibinin gösterileri, Keşan İlçe Spor Müdürlüğü ve Gençlik Merkezi öğrencilerinin Balkan Esintileri Grubu Ekibinin gösterileri ile sürdü.
Geçit töreninin ardından Cumhuriyet Meydanı’ndaki tören pilav dağıtımı ile sona ererken Keşanspor Düğün Salonu’nda düzenlenen Kurtuluş Günü Resepsiyonu’na geçildi.
KEŞAN BELEDİYE BAŞKANLIĞI BASIN BÜLTENİ