İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına karşı tepki göstermek amacıyla yürüyüş düzenlendi. Hızırbey Camii’nde bir araya gelen kalabalık, sloganlar eşliğinde İsrail'i lanetledi ve bebek ölümlerine son verilmesini talep etti. Hızırbey Camii’nde kılınan cuma namazının ardından, Karaumur Caddesi üzerinde başlayan yürüyüş, Özgürlük ve Demokrasi Meydanı’na kadar sloganlar eşliğinde sürdü.
Kırklareli halkının yoğun katılımıyla gerçekleşen yürüyüşte, Filistin’e destek mesajları verildi ve İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları kınandı. Katılımcılar, barış ve adalet çağrılarıyla birlikte, İsrail’in masum sivilleri hedef alan saldırılarına son verilmesi gerektiğini vurguladı.
Özgürlük ve Demokrasi Meydanı’nda yapılan açıklamada, İsrail’in Filistin’e yönelik işgalci politikaları sert bir dille eleştirildi. Kalabalık, uluslararası toplumu İsrail’in saldırganlığına karşı adım atmaya çağırdı ve Filistin halkının yanında olduklarını bir kez daha dile getirdi.
Kırklareli Kırkşehitler Camii İmam Hatibi Necdet Kasap’ın okuduğu bildiri ise şu şekildeydi;
‘’Gazze’de Katliam Sürüyor!
Bismillahirrahmanirrahim.
“Biz bugün burada insan olmanın asgari şartını yerine getirmek için toplandık” İnsan olmanın asgari şartı bugün bu meydanda toplanmaktır. İsrail’in vahşetini, işgalini, zulmünü, zorbalığını bitirmek için haykırmaktır. Evet, insan olmanın asgari şartı, Mescid-i Aksa’da Siyonist postaldan rahatsız olmaktır.
27 Mayıs gecesi terör devleti Katil İsrail, Refah sınırında bulunan güvenli bölgedeki Birleşmiş Milletler Çadır Kampı’na füze ve bombalar ile bir saldırı daha gerçekleştirdi.
Katil Siyonistler güvenli bölgeleri vurarak insanlık tarihinde benzeri görülmemiş bir katliam gerçekleştiriyor. İzzetli Aksa Tufanı mücadelesinin başarılı operasyonları ile azgınlaşan İsrail rejimi, 2 milyon insanın sıkıştığı Refah topraklarına yeni bir katliam için girdi. Soykırım amacıyla sivil Filistin halkını küçük bir bölgeye sıkıştırdı.
İşgalci İsrail, insanlık tarihi boyunca görülen en aşağılık terör yapılanması olduğunu bir kez daha ifşa etmiştir. Terör devleti İsrail, cephede Mücahit Hamas’a karşı alamadığı zaferi, evlerini yıktığı ve çadırlarda kalmalarına sebep olduğu sivil Filistin halkına zulmederek göstereceğini zannetmektedir. Lanetli İsrail cepheden kaçıp sivilleri hedef alıyor. Lanetli İsrail, Firavunu kıskandıracak bir arsızlıkla çocukları hedef alıyor.
Katil Siyonistler, Refah’taki saldırılarını uluslararası hukuka uygun silahlarla gerçekleştirdiğini duyurdu. Batı’dan dikte edilen argümanların; demokrasinin, insan haklarının, eşitliğin, özgürlüğün ve daha nicesinin bir kez daha nasıl Yahudiler ve Siyonistler tarafından dizayn edildiğine şahitlik ediyoruz. Tüm dünya bu danışıklı dövüşün birer şahidi oluyor. Mevcut dünya düzeninin İşgalci İsrail için nasıl zemin hazırladığı; Birleşmiş Milletlerin belirlediği insan olmanın gerektirdiği ilkelerin, aslında nasıl Yahudilere hizmet ilkeleri olduğu bir kez daha gün yüzüne çıktı.
İşgalci İsrail devleti, zulmün yanında olmalarına rağmen uluslararası örgütlerin formalite uyarılarını bile dikkate almamaktadır. Kendi çıkarları doğrultusunda düzenlenen hukuku bile tanımayan, İslam düşmanlarını bile şaşırtacak, şeytanı bile kıskandıracak bir terör devleti ile karşı karşıyayız.
“Daracık bir alana hapsedilmiş 3 milyon insan, savaş uçaklarıyla, füzelerle, tanklarla, havadan, karadan, denizden bombalanıyor. ABD soykırıma silah taşıyor. İngiltere, Fransa, Almanya soykırıma destek veriyor. Batılı sermaye soykırımı finanse ediyor. Küresel medya sansür, yalan, çarpıtma, dezenformasyonla soykırımı örtüyor, vahşeti gizliyor, yükselen itiraz seslerini kısıyor. Sosyal medya şirketleri korkunç bir sansürle hakikati tersyüz ediyor”
İşgalci ve soykırımcı İsrail’i ve başta ABD olmak üzere eline mazlum kanı bulaşan destekçilerini lanetliyoruz. zalimin yanında saf tutan Amerikalı ve Avrupalı yetkililerin bu tutumunu şiddetle kınıyoruz. Gazze, artık sadece Filistinlilerin meselesi değil, vicdanların meselesidir. Ve bu temiz vicdanları, hiçbir güç susturamaz.”
Filistin halkının soykırıma karşı kendisini savunma hakkı sorgulanamaz. Bu mücadele, evini, yurdunu, namusunu, ailesini, kutsalını koruma mücadelesidir. Bugün, Kur'an'ın ifadesiyle 'Furkan' günüdür. Filistin direnişini amasız, fakatsız desteklemek insan olmanın gereğidir. Filistin direnişini savunmak bir haysiyet meselesidir, adamlık meselesidir."
Zalimin zulmünü arttırarak devam ettirdiği bu süreçte, hiçbir Müslümanın kalbi ile buğz etmesinin yetmeyeceği açıkça ortadadır. Artık doğal bir şekilde oluşan bu Küresel İntifada’da haykırmak ve sapan taşlarını toplamak herkesin sorumluluğudur. İslam beldelerini kanlarıyla savunan Müslüman Filistinli kardeşlerimiz için en büyük sorumluluğun bizlerde olduğunun farkında olmalıyız. Bu farkındalığa gölge düşürecek her eylemin kökü kazınmalıdır.
Köşeye sıkışan Filistin halkı değildir. Köşeye sıkışan vampir Netenyahu’nun cinayet şebekesidir. Gölgesine sığınarak istediği zulümleri işleyebileceğine inandığı Amerikan Emperyalizminin ve küresel Siyonist lobinin sonu yakındır.
Bu zulme göz yummayan ve mazlumlar için vicdanı sızlayan bütün insanlığa çağrımızdır;
Hep birlikte İzzetli Gazze halkının ve Aksa Tufanının çağrısına kulak verelim.
Biz elbette ki haykırmaya, Kahrolsun İsrail! demeye ve lanet okumaya devam edeceğiz, biz elbette ki meydanları doldurup sesimizi yükseltmeye bu zulme razı olmadığımızı göstermeye devam edeceğiz, biz elbette ki kol kola girip Filistinli kardeşlerimize yalnız olmadıklarını hissettirmeye devam edeceğiz.
Hepimizin harekete geçmesi ve ahlaksız İsrail Devleti’nin işlediği soykırımı tersine çevirme sorumluluğunu üstlenmesi gerekiyor. Bu sorumluluk bizden ve sizden başlar. Elbette yapabileceğimiz bir şeyler var: Söz söyle, Gazze halkının yanında ol, onlara yardımlarınla destek ol, Filistin’i unutma, unutturma, insanlığın uyanışına bir Müslüman olarak bir insan olarak katkın olsun,
Sesimizi her geçen gün daha da yükseltelim. Alışmayalım, eylemleri artıralım. Boykotu sürdürelim. Zalimin yanında duranları ve hatta susanları hep beraber ifşa edelim. Gündemimizi değiştirmeyelim, Filistin’i her ortamda temsil edelim. Rabbimizden af dileyip onun göndereceği görünen-görünmeyen tüm ebabiller için dua edelim.
Çünkü her kıyamet bir dirilişi müjdeler!
Allah’ım, Kahhar ism-i şerifin hürmetine İsrail’i kahreyle! ‘’
Kevser Çelik