Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Kırklareli Şubesi ile Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş), Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) proje okullara yönelik atama uygulamalarına sert tepki gösterdi. “Proje Okullarında Keyfi Uygulamalara Son Verilsin” başlığıyla ortak düzenlenen basın açıklamasında, eğitimde adaletin ve liyakatin yok sayıldığı vurgulandı.
Eğitim-İş’ten Gülsevin Şeker: “Atamalar Keyfi, Eğitimde Adalet Yok”
Basın açıklamasını Eğitim-İş adına okuyan Şube Sekreteri Gülsevin Şeker, öğretmen ve öğrencilerin “nitelikli, niteliksiz” gibi ayrımlarla kategorize edilmesine sert tepki gösterdi. Şeker, “Bu okullar sizin şirketleriniz değil. Eğitimde eşitlik, liyakat ve adalet MEB’in asli görevidir” ifadelerini kullandı.
“Proje Okulları Keyfiliğin Adresi Oldu”
Şeker, proje okullarının MEB’in “istediğini atama” projesine dönüştüğünü belirterek, bu okullara yapılan son atamaların kayırmacılığı ve adaletsizliği bir kez daha gözler önüne serdiğini söyledi. “Yüksek lisans yapmış, başarı belgelerine sahip, sicili temiz öğretmenler atanmıyor. Neden?” diye soran Şeker, liyakatli eğitimcilerin sistem dışı bırakıldığını ifade etti.
Verilerle Konuştu: “500 Bin Başvuru, Ama Atama Yok!”
MEB verilerine göre 2025 itibarıyla 2153 proje okulunda 79 bin 286 öğretmen ve 5 bin 318 yönetici görev yapıyor. Yaklaşık 500 bin öğretmenin proje okullarına başvuru kriterlerini taşıdığına dikkat çeken Şeker, “Bir okulda üç kadro var, dört kişi başvuruyor ama hiçbiri atanamıyor. Bu nasıl bir sistem?” dedi.
Eğitim Sen’den İlkay Budak Çinkılıç: “Siyasi Sadakat, Liyakatin Yerini Aldı”
Eğitim-Sen Kırklareli Şube Sekreteri İlkay Budak Çinkılıç da söz aldı ve MEB’in 2025 yılı proje okul atamalarını eleştirdi. Çinkılıç, “Atamalar yine şeffaflıktan uzak, liyakat ilkesini yok sayan bir anlayışla gerçekleştirildi” dedi. Bakanlığın, kıdem ve mesleki yeterlilik gibi kriterleri göz ardı ederek istediği kişileri atadığını savundu.
“Proje Okulları Siyasal Kadrolaşmanın Aracı”
Çinkılıç, proje okullarında atamaların artık açık bir siyasi kadrolaşma aracına dönüştüğünü ifade ederek, “Mülakat sistemi, yandaş sendikalara sağlanan ayrıcalıklar ve denetimsiz süreçler eğitimdeki adalet duygusunu yok ediyor” şeklinde konuştu. Çinkılıç, yüzlerce nitelikli öğretmenin, yalnızca siyasi takdir sonucu sistem dışı bırakıldığını söyledi.
“Liyakatin Yok Sayıldığı Sisteme Karşı Mücadelemiz Sürecek”
Her iki sendika da mevcut atama sisteminin kamu yararına, hukuka ve yönetsel ilkelere aykırı olduğunu vurgulayarak, bu çarpık yapıya karşı hukuki ve örgütsel mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti. Açıklamada, mahkemelerden kazanılan davaların da MEB’in keyfi yetki kullanımını doğrulamadığına dikkat çekildi.
“Okullar Eğitim Yuvasıdır, Siyasi Araç Haline Getirilemez”
Sendikalar son olarak, okulların cemaat ve tarikatlara değil halka ait olduğunu vurguladı. “Nitelikli eğitim, cumhuriyet değerlerini benimseyen, laik ve idealist öğretmenlerle mümkündür” diyen sendikalar, kamuoyunu eğitimdeki bu adaletsizliğe karşı duyarlı olmaya çağırdı.