Bu soruların peşine düşenlerden biri de uzun yıllardır global firmalarda fabrika, üretim, bakım, proje ve enerji yönetimi alanlarında çalışan Elektrik Elektronik Mühendisi Burak Yaka. Yaka, “Yapay zeka artık insan beyninin işleyişini modelleyebiliyor. Fakat bilinci dijital ortama aktarmak, verileri taşımaktan çok daha fazlasını gerektiriyor” diyor. Günümüzde beyin-bilgisayar arayüzü çalışmaları büyük hız kazandı. Özellikle Neuralink, beyne yerleştirilen çiplerle sinirsel verileri okumayı ve yazmayı mümkün kılmayı hedefliyor.
Büyük Potansiyel ve Ciddi Sorunlar
Burak Yaka, bu tür gelişmelerin büyük potansiyel taşıdığını söylüyor: “Düşünün, felçli hastalar düşünce gücüyle cihazları kontrol edebilir hale gelecek. Ama iş bilinci aktarmaya gelince, burada ciddi teknik ve etik sorunlar var.” Bilim dünyasında şu anda "Whole Brain Emulation" (Tüm Beyin Emülasyonu) konsepti konuşuluyor. 2019’da yapılan bir araştırmaya göre, insan beyninin tüm bağlantılarını dijital ortama aktarmak için en az 2.5 petabayt (2.5 milyon gigabayt) veri depolamak gerekiyor. Ancak yalnızca verileri kaydetmek yetmez; beynin çalışma şeklini de simüle etmek gerekir.
Teknoloji Devleri ve Dijital Ölümsüzlük Çalışmaları
Bu alanda çalışmalar yapan birkaç büyük girişim var. Microsoft, ölen kişilerin dijital kopyalarını oluşturmak için bir yapay zeka patenti aldı. Eternime projesi, sosyal medya paylaşımlarını analiz ederek sanal bir versiyon yaratıyor. Yaka, bu projeler hakkında şunları söylüyor: “Bunlar etkileyici gelişmeler ama gerçek şu ki, buradaki en büyük sorun etik. Dijital bir bilinç kimin mülkiyetinde olacak? Bir şirketin mi, ailesinin mi, yoksa devletin mi? Daha da önemlisi, bir yapay zeka, sizin tüm anılarınızı ve düşünce tarzınızı taklit ettiğinde, bu gerçekten ‘siz’ olacak mı?”
Dijital Ölümsüzlük Mümkün Olsa Bile, Gerçekten İster Miyiz?
Tüm bu gelişmelere rağmen, Burak Yaka’ya göre asıl soru teknik değil, insani. “Belki bir gün dijital bilinç gerçek olacak. Ama kendimizin sanal bir versiyonuyla yüz yüze geldiğimizde nasıl hissedeceğiz? Ölümden kaçış ararken, kendi benliğimizi kaybetme riskimiz var. İnsanlar gerçekten bunu istiyor mu, yoksa sadece korkularından mı kaçıyorlar? İşte asıl mesele bu.”
Sonuç ve Düşünceler
Ölümsüzlüğe dair umutlarımız ve korkularımız, yapay zeka ve dijital teknolojilerle yeni bir boyut kazanıyor. Ancak bu teknolojilerin sunduğu potansiyel kadar, getirdiği etik ve insani sorunlar da büyük önem taşıyor. Gelecekte dijital bilinç mümkün olsa bile, bu teknolojiyi nasıl kullanacağımız ve bu yeni gerçeklikle nasıl başa çıkacağımız büyük bir soru işareti olarak kalmaya devam edecek.
Metin Karakuş