MİSAFİR KALEM İlhan Bilgü[email protected] Ülkemize karşı yapılan terör saldırılarının son iki yıllık bilançosuna baktığımızda her halde şu anda dünyada en fazla teröre hedef olan ülkenin Türkiye olduğunu söylemek mümkün olacaktır. Ama Türkiye bu saldırılara katlanabilecek, direnebilecek güçtedir. İktidarı ile halkı ile bu baş belası terör elbette bir gün engellenecek, bu ülkeyi sömürgeleştirmek isteyenlerin niyetleri artık kurzaklarına kadar da çıkamayacaktır.Terör bizi korkut(m)uyor mu? Bu ikircikli sorunun cevabı da aynı aslında: Korkutsa ne yazar ve elbette ki korkuyoruz. Bu kadar aile göz yaşına boğulurken, bu kadar çocuğumuz yetim, eşler dul, analar-babalar evlatsız kalırken, korkmayacak kimse olsa olsa vicdansızdır. Biz insanız, ölenlerimiz insan olduğu gibi.Ama bilelim ki, terörist bizim bu kokumuzu kullanmak istiyor. Sinsinler, sussunlar, biz de istediğimiz gibi bu ülkede at koşturalım istiyor. İçimiz kan ağlasa da, yüreklerimiz ağzımıza gelse de terör bizi yıldırmayacaktır. Bizim demek istediğimiz, üzerinde durup vurgulamak istediğimiz de budur. Korkuyoruz; çünkü evladlarımızı kanlar içinde gönderiyoruz. Bunun için de, yılmayacağız, korkumuzun esiri olup teröristin ekmeğine yağ sürmeyeceğiz.Türkiye’ye dost görünüp, teröristin başını okşayan şu Avrupa ülkelerinin Türkiye siyasetine baktığımızda, terör sonrasında bizi teselli edecek, yanımızda olduklarını bildirecek yüzleri olmadığını da görüyoruz. Avrupa Parlamentosu Başkanı Sosyal Demokrat Martin Schulz, “Türkiye terörle mücadele kanunlarını değiştirmedikçe, müzakereler için elindeki dosyaları memurlarına vermediği” ile övünürken, Diyarbakır’da, Gaziantep’te, Ankara’da ve İstanbul’da bize karşı yapılan bu vahşi terör saldırılarını kınasa ne çıkar ki? Teröristi koruma uğruna koskoca ülke ile ilişkileri askıya almayı göze alanlar demek ki bu ülke hakkında oyun oynamak istiyorlar.Bakınız! Noel öncesi Almanya’nın Berlin kentinde bir Noel pazarına karşı yapılan terör eylemleri üzerine şimdi bu ülkede, devletin, polisin gücünü gösterecek, Avrupa Birliği yasalarının izin vermediği uygulamalara geçmek için adım girişimlerde bulunuluyor. Bu girişimler ülkenin güvenliğinden sorumlu Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maizière tarafından başlatılıyor. Bu ülkenin Başkenti Berlin yakında yukarıda sözü geçen Martin Schulz’un siyaset mekanı olacak. Gelin görün ki, Martin Schulz’un aynı zamanda siyasal rakibi de olan Almanya Federal İçişleri Bakanı’nın bu yöndeki girişimlerini kınamayı bile aklına getireceğini sanmıyoruz. Çünkü, Almanya’nın güvenliği önemli.İş ve söz Türkiye’ye gelince teröristten çok Türkiye hükümetini ve Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren Avrupa, tam bir özgürlük havarisi kesiliyor, yerde kanlar içinde hayatını kaybeden, vücudu parçalanan mağdurun hakkını korumak isteyen Türkiye hükümeti ile ipleri koparmaya kadar götürüyor. Öte yandan, DAEŞ Avrupa’ya saldırırsa çök tehlikeli ve insanlık için felaket olacak bir “İslamcı terör örgütü” oluyor. Aynı örgüt Türkiye’ye saldırırsa “saldırsa da ölüm olmasaydı” gibi mırıldanmalarla kınanıyor. PKK Avrupa’ya saldırırsa terör örgütü oluyor, Türkiye’ye saldırırsa “özgürlük savaşçısı” oluyor.Fakat buna rağmen, yani PKK’yı Avrupa desteklese, DAEŞ’inTurk’ye’ye saldırmasını önemsemeseler de biz, ürkmeyeceğiz, yılmayacağız. Teröre direneceğiz. PKK’ya inat kürt düşmanlığına asla yönelmeyeceğiz, aklımızın ucuna dahi getirmeyeceğiz. DAEŞ’e inat “Müslüman olarak yaşayacağız.” Bu örgüt dinimizi çalsa da, hırsızlığını yüzlerine haykıracağız.Her iki örgüt ile diğer taşeron örgütlerin yaptıkları yanlarına kalmaz elbette. Biz, yılmaz isek, inadına bu örgütlere direnirsek yanlarına kalmayacak da.
Köşe Yazıları
Yayınlanma: 07 Ocak 2017 - 10:04
Terör korkut(m)uyor mu!?
MİSAFİR KALEM İlhan Bilgü ibilgu@gmail
Köşe Yazıları
07 Ocak 2017 - 10:04
İlginizi Çekebilir