* Türk Sağlık-Sen Kırklareli Şube Başkanı Yüksel Kahyaoğlu; “Tarih boyunca Türk Kadını her zor koşulda fedakârlığı ve vakur duruşuyla öne çıkmış; Vatan, Millet ve Bayrak uğruna verilen mücadelede en ön safta yer almıştır. Bu anlamda Türk Kadını milletin gözbebeği, eli öpülesi annesi olmuştur” dedi.HABER MERKEZİ“8 Mart Dünya Kadınlar Günü” dolayısıyla açıklamada bulunan Türk Sağlık-Sen Kırklareli Şube Başkanı Yüksel Kahyaoğlu şunları kaydetti:
“Tarih boyunca Türk Kadını her zor koşulda fedakârlığı ve vakur duruşuyla öne çıkmış; Vatan, Millet ve Bayrak uğruna verilen mücadelede en ön safta yer almıştır. Bu anlamda Türk Kadını milletin gözbebeği, eli öpülesi annesi olmuştur. Fakat son yıllarda ne yazık ki taciz, şiddet ve cinayet gibi asla kabul edilmeyecek eylemler Türk Kadını’nın başına adeta musallat olmuştur. Toplumsal yozlaşmanın Türk Kadını üzerindeki bu ağır tahribatı hepimizin için utanç vericidir.Bunun yanı sıra mobbing, şiddet, düşük ücret ve aile yaşamını etkileyen çalışma koşulları gibi sorunlara da kadın çalışanlarımızın çalışma hayatında en ağır şekilde maruz kalmaktadırlar. Sorunların hergün kamuoyunda faili belli olaylarla karşımıza çıkmasına rağmen, çözüm için hala somut adımlar atılmaması izah edilebilir gibi değildir.Bugün devleti yönetenler aileyi herşeyin üstünde tuttuklarını defalarca vurgularken, ailenin direği kadınlarımızın sorunlarına çare üretilmemesi çok garip bir çelişkilidir. Kamu çalışanı kadınlarımızın kreş sorunu defalarca dile getirilmesine rağmen hala çözülmeyerek temennilerle geçiştirilmesinin sonuçları, bugün çocuklara işkencelerin yapıldığı merdiven altı kreşlerdeki bakmaya dayanamadığımız görüntülere yansımaktadır. Devletin ihmal ettiği her alan merdiven altında kontrolsüz bir şekilde yayılırken, çalışan annenin bebeğini gözünü arkada bırakıp işe gittiği düşünülürse böyle bir çalışma hayatını Türk kadını hak etmemektedir. Özellikle sağlıkta nöbet ve ağır iş yükünü tahammül boyutunu çoktan aştığını görülmekte bu da kadın çalışanlarımızın aile ve sosyal yaşamlarını bile olumsuz etkilemektedir.Süt izninde anneleri kadrolarına göre ayırmak, refakat izninde sorun çıkarmak, bebeği olan anneleri çalışma hayatında gözden çıkarmak ne Türk milletinin yüksek karakterine ne de binlerce yıllık devletimizin geleneğine yakışmaktadır.Tüm bunlar ortak bir akıl ile değerlendirilmeli ve bizzat kadınlarımızın da görüşleri alınarak çözüm üretilmelidir. Biz Türk Sağlık-Sen olarak kadınlarımız için iyi niyetli sözler yerine, çözüm odaklı düzenlemeler ve onların çalışma hayatını kolaylaştıracak yenilikler istiyoruz. Temenni veya kınama yerine bu anlamda adımlar atılırsa bir şeylerin değişeceğini biliyoruz.Umarız ki Türk Kadınları için 8 Mart çözümün adı, sorunlara dur denildiği bir tarih olur. Bu temenniyle Türk Sağlık-Sen olarak başta şehit anneleri ve eşleri olmak üzere tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, toplumsal yaşamda ve sendikal hayatta mücadele eden kadınlarımıza başarılar diliyor ve kadınlarımızın tüm sorunlarının göstermelik tartışmalardan uzak bir şekilde çözüm odaklı olarak üstüne gidilmesini istiyoruz.” (Savaş Eskici)
“Tarih boyunca Türk Kadını her zor koşulda fedakârlığı ve vakur duruşuyla öne çıkmış; Vatan, Millet ve Bayrak uğruna verilen mücadelede en ön safta yer almıştır. Bu anlamda Türk Kadını milletin gözbebeği, eli öpülesi annesi olmuştur. Fakat son yıllarda ne yazık ki taciz, şiddet ve cinayet gibi asla kabul edilmeyecek eylemler Türk Kadını’nın başına adeta musallat olmuştur. Toplumsal yozlaşmanın Türk Kadını üzerindeki bu ağır tahribatı hepimizin için utanç vericidir.Bunun yanı sıra mobbing, şiddet, düşük ücret ve aile yaşamını etkileyen çalışma koşulları gibi sorunlara da kadın çalışanlarımızın çalışma hayatında en ağır şekilde maruz kalmaktadırlar. Sorunların hergün kamuoyunda faili belli olaylarla karşımıza çıkmasına rağmen, çözüm için hala somut adımlar atılmaması izah edilebilir gibi değildir.Bugün devleti yönetenler aileyi herşeyin üstünde tuttuklarını defalarca vurgularken, ailenin direği kadınlarımızın sorunlarına çare üretilmemesi çok garip bir çelişkilidir. Kamu çalışanı kadınlarımızın kreş sorunu defalarca dile getirilmesine rağmen hala çözülmeyerek temennilerle geçiştirilmesinin sonuçları, bugün çocuklara işkencelerin yapıldığı merdiven altı kreşlerdeki bakmaya dayanamadığımız görüntülere yansımaktadır. Devletin ihmal ettiği her alan merdiven altında kontrolsüz bir şekilde yayılırken, çalışan annenin bebeğini gözünü arkada bırakıp işe gittiği düşünülürse böyle bir çalışma hayatını Türk kadını hak etmemektedir. Özellikle sağlıkta nöbet ve ağır iş yükünü tahammül boyutunu çoktan aştığını görülmekte bu da kadın çalışanlarımızın aile ve sosyal yaşamlarını bile olumsuz etkilemektedir.Süt izninde anneleri kadrolarına göre ayırmak, refakat izninde sorun çıkarmak, bebeği olan anneleri çalışma hayatında gözden çıkarmak ne Türk milletinin yüksek karakterine ne de binlerce yıllık devletimizin geleneğine yakışmaktadır.Tüm bunlar ortak bir akıl ile değerlendirilmeli ve bizzat kadınlarımızın da görüşleri alınarak çözüm üretilmelidir. Biz Türk Sağlık-Sen olarak kadınlarımız için iyi niyetli sözler yerine, çözüm odaklı düzenlemeler ve onların çalışma hayatını kolaylaştıracak yenilikler istiyoruz. Temenni veya kınama yerine bu anlamda adımlar atılırsa bir şeylerin değişeceğini biliyoruz.Umarız ki Türk Kadınları için 8 Mart çözümün adı, sorunlara dur denildiği bir tarih olur. Bu temenniyle Türk Sağlık-Sen olarak başta şehit anneleri ve eşleri olmak üzere tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, toplumsal yaşamda ve sendikal hayatta mücadele eden kadınlarımıza başarılar diliyor ve kadınlarımızın tüm sorunlarının göstermelik tartışmalardan uzak bir şekilde çözüm odaklı olarak üstüne gidilmesini istiyoruz.” (Savaş Eskici)