* Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Kırklareli Merkez İlçe Başkanı Kayhan Türköz ve diğer İlçe Başkanları’nın katıldığı “AK Parti Ana Kademe İlçe Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı”nda konuşan Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye’nin aydınlık yarınları yolunda kritik bir süreç yaşandığını belirtti. Halkoylamasında anayasa değişikliğinin reddedilmesini isteyenlerin kampanyalarını “Hayır ile Hayır” arasında ses benzerliği üzerine kurduklarını aktaran Başbakan Yıldırım; “Hayatlarında hiçbir hayırlı iş yapmamış olanların sadece benzerlik sebebiyle bu mübarek kavrama bugünlerde nasıl sarıldıklarını görünce insanın gülesi mi geliyor, ağlaması mı geliyor bir türlü karar veremiyor” ifadesini kullandı.HABER MERKEZİAdalet Kalkınma Partisi (AK Parti) Kırklareli Merkez İlçe Başkanı Kayhan Türköz, AK Parti Babaeski İlçe Başkanı Ali Gencal, AK Parti Kofçaz İlçe Başkanı Hüseyin Aktaş, AK Parti Pehlivanköy İlçe Başkanı Mehmet Açıkel, AK Parti Demirköy İlçe Başkanı Hayrullah Yalçınsoy, AK Parti Pınarhisar İlçe Başkanı Hicret Şamil Karasu, AK Parti Vize İlçe Başkanı Hasan Basri Korkmaz ve AK Parti Lüleburgaz İlçe Başkanı Tanzer Koç “AK PARTİ ANA KADEME İLÇE BAŞKANLARI İSTİŞARE VE DEĞERLENDİRME TOPLANTISI”na katıldı.* Türköz; “Toplantı çok verimli geçti” AK Parti Kırklareli Merkez İlçe Başkanı Kayhan Türköz, toplantı hakkında yaptığı açıklamasında “AK Parti Ana Kademe İlçe Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı”nın çok verimli geçtiğini söyledi. Toplantıda gündemin Referandum olduğunu belirten Türköz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Teşkilattan Sorumlu Mustafa Aktaş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Siyasi ve Hukuk İşleri Başkanı Hayati Yazacı ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Tanıtım Medya Başkanı Cevdet Yılmaz’ın toplantıda birer sonum yaptığını söyledi.* Başbakan Yıldırım “Ana Kademe İlçe Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı”nda konuştuAK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, ATO Congresium'da düzenlenen “AK Parti Ana Kademe İlçe Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı”na katıldı. Yıldırım, burada yaptığı konuşmada Türkiye’nin aydınlık yarınları yolunda kritik bir süreç yaşandığını belirtti.Halkoylamasında anayasa değişikliğinin reddedilmesini isteyenlerin kampanyalarını “Hayır ile Hayır” arasında ses benzerliği üzerine kurduklarını aktaran Başbakan Yıldırım; “Hayatlarında hiçbir hayırlı iş yapmamış olanların sadece benzerlik sebebiyle bu mübarek kavrama bugünlerde nasıl sarıldıklarını görünce insanın gülesi mi geliyor, ağlaması mı geliyor bir türlü karar veremiyor” ifadesini kullandı.Milletin kendisi ve ülkesi için hayırlı olanın ne olduğunu her zamanki gibi bu halkoylamasında da bütün cümle aleme göstereceğini vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti; “Tüm hayatı hayırla geçenlere kalsa Türkiye bugün her biri iftihar kaynağımız olan eserlerin tamamından mahrum olurdu. Rahmetli Menderes'e ülkemize ilk kapsamlı kalkınma programını başlattığında attığı her adımda karşısına yine bu hayırcılar çıkmıştı. Türkiye o dönemde demokraside ve ekonomide ne kazandıysa milletimizin evetleri sayesinde elde etmiştir. Ardından rahmetli Erbakan, rahmetli Türkeş'in içinde yer aldıkları hükümetler kurulmuş o dönemde de milletimizin teşvik ve desteğiyle çok önemli işler yapılmıştır. Mesela bugün artık adı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olan Boğaziçi Köprüsü inşa edilirken, aynı çevreler var güçleriyle hayır kampanyası düzenlemiştir. Rahmetli Özal'ın da bu zihniyetlerden çok çektiğini biliyoruz. Attığı her adımda, başlattığı her hizmette, temelini attığı her yatırım karşısında aynı hayırsızlar korosu karşısında olmuştur. Aslında istemezükcülüğün ülkemizde kökleri çok eskidir. Ama hiçbiri Türkiye'nin, bizim hükümetlerimiz döneminde geçirdiği son 14 yıl kadar tutarsız olmamıştır. Dünyanın hangi bölgesinde kendisi hiçbir ilke, hiçbir değer, hiçbir proje üretmeden sadece ve sadece iktidar partisinin yaptıklarına, söylediklerine karşı çıkarak siyaset yapan bir muhalefet var mı? Allah aşkına şahsen ben Türkiye'den başka böyle bir muhalefet örneği duymadım, bilmiyorum, hatırlamıyorum. Hatırlayan varsa söylesin.” Anayasa değişikliğiyle getirilen cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşı çıkanların, mevcut "parlamento hükümet sistemi" diye bir dertlerinin olmadığını çok iyi bildiklerini belirten Yıldırım, şunları söyledi; “Çünkü bunlar yıllar boyunca parlamentoda hükümeti çalıştırmamak için ellerinden geleni arkalarına koymadılar. Hatta hatırlayın uzağa gitmeye lüzum yok. Şu anayasa değişikliği görüşmelerinde seviyeyi o kadar düşürdüler ki bacak ısırmadan burun kırmaya, kürsü ve mikrofonları işgal etmeye işi vardırdılar. Parlamentoya, parlamentodan çıkan hükümete en küçük saygıları olmayanların sistemi kilitlemek için her hile ve yönteme başvuranların parlamento sistemi aşkını gördükçe neredeyse gözlerimiz yaşarıyor. Elbette bunların derdi mevcut sistemi falan savunmak değil. Onlar sadece biz yeni bir sistem önerdiğimiz için ve Allah'ın izniyle de uygulama aşamasını milletimizin önüne, milletimizin kararına getirdiğimiz için bu mevcut sisteme can simidi gibi sarıldılar. Türkiye monarşiyle yönetilseydi, biz buna karşılık demokratik bir sistem teklif etseydik emin olun bunların tamamı kralcı ve kraliçeci olurlardı. Cumhura, cumhurun tercihlerine saygısı olmayanların cumhuriyetçiliği de yalandan başka bir şey değildir."“Millete bidon kafalılar, göbeğini kaşıyan adama kadar her türlü hakareti yapanlar, kendi oyunu milletin oyuyla bir görmekten hicap duyan bu zihniyet ne cumhuriyetçi olabilir ne de demokrat olabilir” diyen Başbakan Binali Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti;“Bunlar dillerinden bu kavramları eksik etmeyen ama bir zaman hayranı oldukları faşist yöntemlerin hayaliyle yanıp tutuşan iki yüzlülerdir. 'Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür' diye bir sözümüz var. AK Parti'nin son 14 yılını şöyle bir gözden geçirdiğimizde karşımıza çıkan manzaranın dahi tek başına anayasa değişikliğine neden 'evet' denmesi gerektiğini gösterecektir.”AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, “Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz. Biz mevcut sistemde aynı delikten defalarca ısırıldık, ısırılma teşebbüsüne maruz kaldık. Darbelerle, cuntalarla, siyasi ve sosyal krizlerle, ekonomik yıkımlarla ısırıldık, terörle aynı şeyi yaşadık. Onun için diyoruz ki artık yeter. Artık söz de karar da milletindir” dedi. 2002 yılının Kasım ayında AK Parti'nin tek başına iktidara geldiğini, partinin kurucusu, genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Siirt'te okuduğu şiir nedeniyle, Meclis'e giremediğini belirtti. Bugün demokratlığı, cumhuriyetçiliği kimseye bırakmayanların o zaman bu durum karşısında ses çıkarmak bir yana "Muhtar bile olamaz" diye ellerini ovuşturduklarını ifade eden Yıldırım, şimdi Cumhurbaşkanını hükümetle yakın çalışmakla itham edenlerin dönemin cumhurbaşkanının hükümetin önüne adeta set çekmesine ses çıkarmadıklarını kaydetti.Başbakan Yıldırım, milletin seçtiği başbakan ve hükümetine karşı Meclis'te belirlenmemiş bir gücün yanında yer almayı demokratik sayanların yüzlerini o günlerde bütün çıplaklığıyla gördüklerini aktardı. AK Parti'nin Türkiye'nin AB üyeliği sürecini başarıya ulaştırmak için bütün gücüyle çalışırken bugünkü "hayır"cıların vesayet odaklarının yanında saf tuttuklarını anlatan Yıldırım, Danıştay saldırısı başta olmak üzere, demokrasiye yönelen saldırıların hız kazandığı 2006'da yine aynı odakların Türkiye'ye zarar verme pahasına AK Parti'yi yıpratmayı meşru saydıklarını bildirdi.* “AK Parti hesap vere vere bugünlere geldi”Yıldırım, esasen 2007 Referandumu’nda Cumhurbaşkanı’nın millet tarafından doğrudan seçimiyle başlayan Hükümet Sistemi Değişikliği’nin ihtiyacı olan eksiklikleri bu değişiklikle giderdiklerini söyledi.Yıldırım; “Olay bundan ibarettir. 'Rejim gidiyor, Türkiye bölünüyor' yaygarası hep bu gerçeği gölgelemek için. Cumhurbaşkanını vatandaş seçmiş, 22 milyon oy vermiş ne diyeceksiniz? 'Benim yetkim var, sorumluluğum yok.' Olur mu böyle bir şey, vatandaş oy verdiğini sorumlu tutar, hesabını da ondan sorar. AK Parti milletin önüne gelen 11 sandıktan da hesabını vere vere bugünlere geldi” diye konuştu.Vatandaşın seçtiğinden hesap soracağını, bunun mevcut Anayasada bulunmadığını ifade eden Başbakan Yıldırım, şu değerlendirmeyi yaptı;“İşte bu garabeti düzeltiyoruz. Mevcut durumla Anayasa’yı uyumlu hale getiriyoruz. Aslında bu işlerin müsebbibi de CHP'dir. O gün tilki fıstığı çıkarmasaydı, 367 icadını yapmasaydı belki bunlara ihtiyaç kalmazdı. Hem ülkeyi kaosa, krize sürükleyeceksiniz, ondan sonra da 'bölünme, diktatörlük' teranelerini okuyacaksınız, yemezler, bu millet yemez. Şimdi biz, 14 yıllık tecrübemizle biliyoruz ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, milletimizin istediği, beklediği bir değişikliktir. Neden söylüyorum? Şunun için söylüyorum; millet mevcut sistemde Meclisi, milletvekillerini seçiyor, ülkeyi kim yönetecek ona karar vermiyor. Ondan sonra Mecliste bir sürü 'Ali Cengiz oyunu' oluyor. Refahyol Hükümeti dönemini hatırlayın, orada nasıl iki ayda tezgahlar döndü, nasıl vesayet odakları devreye girdi, en fazla oy almış partiler nasıl devre dışı bırakıldı ve vesayet odakları nasıl bir iktidar dizayn etti... Ondan sonra 28 Şubat'ından krizlere varıncaya kadar, Türkiye'nin kayıp yılları.” Yıldırım, şimdi milletin, “Sandık geldi önüme, ben hükümeti de Meclisi de seçerim, işime bakarım. Kim hükümet olacak, kim cumhurbaşkanı olacak ben karar vereceğim. Ben yetkiyi verdikten sonra bilmediğim, tanımadığım adamlar devreye girip benim adıma iş çevirmeyecek” dediğini aktardı.AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım; “CHP hiç milletin gücüne, teveccühüne ram olarak iktidar yönünde gayret göstermediği için buna karşı çıkmasını anlayabiliriz, normal. CHP krizlerden, kaoslardan, vesayetlerden medet umarak iktidar olmuştur, yarım yamalak, iktidarın köşesinden kendine yer bulmuştur. Bu sistemde artık buna yer yok” dedi.CHP'nin milletin gücüne, teveccühüne "ram olarak (boyun eğerek)" iktidar yönünde gayret göstermediği için buna karşı çıkmasını anladıklarını belirtti. Başbakan Yıldırım; “CHP krizlerden, kaoslardan, vesayetlerden medet umarak iktidar olmuştur, yarım yamalak, iktidarın köşesinden kendine yer bulmuştur. Bu sistemde artık buna yer yok” diye konuştu. Çalışan, gayret eden, milleti ikna eden herkesin tek başına iktidara geldiğine işaret eden Yıldırım, "İstikrar" ve "Güven"in iki sihirli kelime olduğunu bildirdi.Türkiye'nin güçlü AK Parti iktidarıyla 14 yılda krizleri alt ederek, vesayet odaklarını birer birer devre dışı bırakarak, büyük eserleri milletin hizmetine verdiğini kaydeden Yıldırım, bu kadar işin yanı sıra ülkenin dört bir yanını bölünmüş yollarla donattıklarını aktardı."Yolları böldük, gönülleri birleştirdik, milleti birleştirdik, doğuyla batıyı, kuzeyle güneyi bir araya getirdik." diyen Başbakan Yıldırım, hava yolunu halkın yolu yaptıklarını, iletişimle, internetle, Türkiye'nin her köşesini ağlarla donattıklarını, hızlı tren hayalini gerçeğe dönüştürdüklerini, asırlardır konuşulan projeleri hayata geçirdiklerini hatırlattı.* “2 sandık arasında Millet; Meclis’e, Cumhurbaşkanı’na güç verecek”Bütün engellere rağmen 14 yılda, "1 Türkiye'yi 3 Türkiye" yaptıklarını vurgulayan Yıldırım; "İyi tamam da hep böyle yapmak zorunda mıyız? Millet sürekli seçtikten sonra da işini gücünü bırakıp, bu hükümete nereden, hangi taciz geliyor, bunları mı takip edecek. Diyor ki millet 'Ben seçerim, beş sene kulağım rahat, bakarım. Sonra sandık gelir, yine icabına bakarım'. Bu sistem bunu getiriyor." diye konuştu.2 sandık arasında milletin Meclise, ülkeyi yönetecek Cumhurbaşkanı’na ve ekibine güç verdiğini kaydeden Yıldırım, milletin bu süre içerisinde istediği işlerin görülmesini takip ettiğini ifade etti. (Kadir Sinici)
Gündem
Yayınlanma: 10 Şubat 2017 - 09:04
"Türkiye aydınlık yarınlar yolunda kritik bir süreç yaşıyor"
* Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Kırklareli Merkez İlçe Başkanı Kayhan Türköz ve diğer İlçe Başkanları’nın katıldığı “AK Parti Ana Kademe İlçe Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplan
Gündem
10 Şubat 2017 - 09:04