Doku Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Göksal Çidem, “yaşam alanlarımız ve yarınlarımız tehdit altında” diyerek şunları kaydetti;Istrancalara göz dikenler, bunlara olur ve onay verenler, Sanayi, Enerji ve Madencilik sahası olarak görse de, buraların ormanı, toprağı, suyu ve merası bizim için geçmişimiz ve geleceğimizdir. Varlık nedenimizdir.Bu topraklarda yaşayan sadece biz insanlar değil, kendini ifade edemeyen tüm canlıların, mağaralarda ki Yarasaların, Gökyüzünde uçan, ağaçlara kayalara yuva yapan kuşların, yeraltında ki karıncaların sorumluluğunu taşıyoruz. Bu sorumluluktan hiçbir şart ve koşulda vazgeçmedik. Vaz geçmeyeceğiz.Ekosistemin her bir parçası olan bu varlıkların zincirin bir halkası olduğunu biliyoruz. Binlerce yıl var olan bu canlıların yaşamlarını sürdürmesi için , bilim ve hukukun destek ve katkılarıyla zincirin her bir halkasının daha da güçlü olması için mücadeleye devam edeceğiz.Bunun için mücadele ederken de anayasal haklarımız madde 17-44-45-56-169-170 hepsinin yüklediği sorumluluklarımızın bilinciyle geleceğe yaşanabilir bir dünya bırakmaktan vazgeçmeyeceğiz.Karar vericilere sesleniyoruz. “ANAYASANIN 17-44-45-56-169-170” Maddeleri gereği kararlar vermelisiniz. İlimiz toprakları üzerinde bulunan OSB lere suya dayalı kirli sanayi, planları yapılıyor. Kirli sanayi göç ile birlikte gelecek. 6 Şubat depreminden sonra çok sayıda göç alan Trakya ve ilimizin kaynakları bu göçü kaldırabilecekmi.? Sanayileşme ve yapılaşma doğru planlanmazsa hem göç ile gelenler, hem de burada yaşayanlar var olan doğal kaynakların yetersiz kalacağından, yaşamsal sorunlarla karşı karşıya kalacak. SONUÇ OLARAK İlimizde köy nüfusları azalırken, köy yerleşim alanlarının genişletilmesinin durdurulmasını talep ediyoruz. Tarlaların , meraların ve tarım topraklarının arsa olarak niteliğinin değiştirilmesine son verilmesini talep ediyoruz. Orman alanları içinde, her türlü faaliyetin durdurulmasını talep ediyoruz Trakya Tarım topraklarının her türlü yapılaşmaya kapatılmasını ve TARIMSAL SİT ilan edilmesini talep ediyoruz.Istrancaların 2/3 Ülkemizde. 1/3 Bulgaristanda. Aynı ormanın bir tarafı biyosfer rezerv alanı, Türkiye tarafı RES ler ve maden ocaklarıyla katlediliyor. RES ve Madencilik faaliyetleri durdurulmalı, Türkiye Istrancalarıda Bulgaristan tarafı gibi BİYOSFER REZERV alanı ve NATURA 2000 ilan edilmesini talep ediyoruz. Dünyanın 3. Büyük Longoz Ormanları en önemli doğal varlığımızdır. RAMSAR kapsamına alınmalıdır. Longozu besleyen dereler üzerine baraj projeleri sonlandırılmalıdır. Longozların ve su kaynaklarının Uluslararası Sulak Alanlar sözleşmesi kapsamında koruma altına alınmasını talep ediyoruz.Yeraltı-Yerüstü su kaynakları ve besleme alanları üzerinde her türlü faaliyet ve yapılaşmaya son verilmesini talep ediyoruz. Mera ve tarım alanları üzerinde OSB projelerinden vazgeçilmesini talep ediyoruz.Eğer bu varlıkları korumazsakEğer bu yıkıcı gidişe son verilmezse KIRKLARELİ – KITLIKELİ olarak anılacak.İstanbul Üniversitesi Prof DR Mehmet Özdoğan tarafından yapılan kazılarda gördük ki, Kırklareli ’de 8500 yıldır tarım yapılan topraklarda yaşayan bizler, bizlerden sonrada yaşamın devam etmesi için doğal varlıklarımı korumak zorundayız. Karar vericiler” GELECEK NESİLLERİN SİZİ NASIL ANMASINI İSTİYORSANIZ KARARLARINIZI BİR KEZ DAHA DÜŞÜNEREK ÖYLE KARAR VERİN”ÇÜNKÜ; Dünya ormanları ile birlikte Istrancalarda kritik eşikte.IPCC ( Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) ve IPBES'ten (Hükümetlerarası Bilim,Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Politika Platformu) iki yeni uluslararası BM raporunda iklimi,dünyanın ormanlarını ve biyolojik çeşitliliğini felaketli bir geleceğin beklediği vurgulanıyor. Biyoçeşitlilik endişe verici bir oranda azalıyor ve bir milyona yakın türün yok olma riski var. Raporda, yaklaşık on milyon hayvan ve bitki türünün artık insanlık tarihinde hiç olmadığı kadar on yıllar içinde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu tespit edildi. Bu Dünya ormanları için kritik bir eşik.Her iki raporda da sorunların ; büyük ölçüde insanların toprak kullanımı ve ormanlarda ki ormancılık faaliyetleri dışında kullanılması.IPBES ve IPCC'ye göre, derhal doğa ve orman üzerindeki baskıyı azaltmalıyız. Daha fazla orman korunmalı ve ormanı yönetme ve kullanma yolumuzda büyük sistem değişiklikleri uygulamalıyız. Madencilik enerji, yapılaşma, traşlama ve makta ormancılığı bilim insanlarınca mutlaka tartışılmalıdır.Biyoçeşitlilik ve doğanın insanlara katkıları ortak mirasımız ve insanlığın yaşamı destekleyen en önemli 'güvenlik ağı'dır. Ancak güvenlik ağımız neredeyse kırılma noktasına kadar geldi. Türler ve ekosistemler arasındaki çeşitlilik ve doğadan elde ettiğimiz birçok temel katkı hızlı bir şekilde azalıyor, (Nizamettin Okutan)
Gündem
Yayınlanma: 29 Nisan 2023 - 13:20
"Yaşam alanlarımız ve yarınlarımız tehdit altında"
Doku Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Göksal Çidem, “yaşam alanlarımız ve yarınlarımız tehdit altında” diyerek şunları kaydetti; Istrancalara göz dikenler, bunlara olur ve onay verenler,&nbs
Gündem
29 Nisan 2023 - 13:20
İlginizi Çekebilir