Yaşasın 1 Mayıs Yaşasın Örgütlü Dayanışmamız

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, Kırklareli'nde Dingiloğlu Parkı önünde bulunan meydanda kutlandı. Kutlamalara işçi örgütleri, işçiler ve vatandaşlar katılırken, etkinlik yoğun yağmur altında gerçekleştirildi. Kutlamalarda konuşmaların ardından müzik grubu dinleti yaparken, katılımcılar şarkılara hem söyleyerek hem de danslarıyla eşlik etti.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, yağan yoğun yağmura rağmen Kırklareli Cumhuriyet Meydanında kutlandı.

Kutlamalarda 1 Mayıs bileşenleri adına konuşma gerçekleştiren Genel-İş Sendikası Trakya Şube Başkanı Salim Şen, “Sizleri 1 Mayısların dayanışma ruhuyla selamlıyorum” diyerek sözlerine başlarken, demokrasi şehitlerini, sendika önderlerini ve yaşadığımız depremde hayatını kaybeden vatandaşları andı.

Birlikte oldukları için mutluluğunu ifade eden Şen, “Bugün bizim günümüz, bugün emeğin, alın terinin, üretenin günü. Bugün saraylarında lüks içinde yaşayanların değil evine ekmek götürebilmek için ömrünü harcayan milyonların günü. Bugün bu meydanda toplanan kalabalık bizlerin içindeki umudu kardeşliği ve sevgiyi daha da büyütecek. Gelecek güzel günlere olan inancımızı ve kararlılığımızı daha da arttırıyor. İyi ki varsınız, iyi ki bir aradayız, iyi ki Kırklareli Cumhuriyet Meydanındayız” ifadelerini kullandı.

“Biz üretenlerin toplumsal zenginlikten aldığı pay azalıyor”

Bugün seslerinin meydanlarda olduğunu söyleyen Genel-İş Sendikası Trakya Şube Başkanı Salim Şen yıkıcı deprem felaketinin acısının halen taze olduğunu söyleyerek, bu acıyla 1 Mayıs’ı kutladıklarını ifade etti. Şen konuşmasını şu cümlelerle sürdürdü; “Bizi ayağa kaldıran dayanışmamız, birliğimiz, örgütlülüğümüz oldu. Bir kere daha gördük ki bir toplumun en büyük gücü emeğin örgütlülüğüdür. Eşitlikçi, dayanışmacı, demokratik bir ülke ve geleceğin mutlu günleri için mücadeleden hiç vazgeçmeyen emekçiler olarak bizler bu yıkımın yaşandığı ilk günden itibaren sergilediğimiz duyarlılık ve verdiğimiz emekle halkın yanında emeğimizle var olduk.

Tüm dünyada işçi sınıfı sayısal olarak hızla büyürken, ücretli emek yaygınlaşırken, biz üretenlerin toplumsal zenginlikten aldığı pay azalıyor. Sermayeyi emek sömürüsü de doyurmuyor. Doğa, sermayenin sınırsız yağmasına açılıyor; yetmiyor, savaşlarla milyonlar yerinden yurdundan ediliyor. Başta işçi sınıfı olmak üzere tüm insanlık sermaye düzeninin bu ağır tahribatına ses çıkarmasın diye baskıcı rejimler destekleniyor.

Kapitalizm ve onun en vahşi biçimi olan neo-liberalizm bugün dünya halklarına daha fazla sömürü, daha fazla eşitsizlik, daha fazla yağma, daha fazla yıkım ve yarattıkları bu cehennemin bekçisi olarak daha fazla otoriter rejim vaat ediyor. Bu sömürünün en kötü, en ağır süreçlerinden biri ise ülkemizde yaşanıyor.”

Konuşmaların ardından müzik grubu sahne alarak şarkılar ve türküler söyledi. Yağmurun hızlanması nedeniyle alanı terk edenler olsa da meydanda kalan işçiler şarkılara eşlik edip, halay çekti.