Kadir SiniciUzm. Dyt. Sıla, Alzheimer ve Beslenme hakkında açıklamalarda bulundu. Yeniçeri, Dünya genelinde Alzheimerlı bireylerin sayısı yaklaşık 50 Milyona yaklaştığını belirterek; “Dünya çapında 2019 yılı verilerine göre Alzheimerlı bireylerin sayısı yaklaşık 50 milyondur. 2050 yılına kadar bu sayının 3 katına çıkacağı tahmin edilmektedir. Alzheimer hastalığı günümüzde artık Tip 3 diyabet olarak adlandırılmaya başlamıştır; genetik hastalık olmaktan çıkmıştır kronik hastalık faktörleriyle ilişkili bulunmaya başlamıştır. Bu hastalıkta amiloid denen yapı, beyin hücrelerinin dışında plakları oluşturmaktadır. Bu plaklar o kadar yoğundur ki beynin bağışıklık sisteminden sinir hücrelerini öldüren iltihaplı bir durumu tetikler.Genetik faktörler hastalığın ortaya çıkmasında %10 etkilidir. Asıl faktörler sırasıyla beslenme, toksinler, çevre kirliliği, stres, kadınlarda düşük östrojen seviyeleri olarak görülmektedir. En büyük faktör strestir; kronik olarak stres altında olan birey yüksek miktarda kortizol salgılar bu durum beyin hafıza merkezindeki hücreleri öldürmeye başlar; basit anlamda unutkanlıklar artar. 2. sırada beslenme vardır; işlenmiş gıdaların, rafine karbonhidrat içeren gıdaların (paketli ürünler, hamur işleri gibi) uzun yıllar tüketimi ileri yaşta ortaya çıkan Alzheimer hastalığıyla ilişkili bulunmuştur hatta bu yüzden daha erken yaşlarda bile görülmeye başlamıştır.Bütüncül olarak bakıldığında günümüzde nörolojik hastalıkların temelinde bağışıklık sisteminin zayıflaması, bağırsaklarımızdaki yararlı/zararlı bakterilerin oranının dengesizliği, iltihaplanma olarak bu 3 faktörün iç içe olması vardır .Bağırsak mikrobiyotası yaş, diyet, fiziksel hareket, yaşam tarzı ile değişiklik gösteren bakteriler, virüsler, mantar vb.’nin yaşadığı bir ortamdır; meydana gelen hasar kronik ve otoiümmün hastalıklara kadar götürmektedir.Alzheimer hastalığını önlemek için veya teşhis konmuşsa ilerlemesini yavaşlatmak/durdurmak için uygulanması gereken tedavi beslenme, hareket, zihin gibi birçok faktörün birlikte ele alınması şeklindedir. Beslenmedeki kilit noktalar, diyetteki yağ ve kolesterolü düşürmek, somon ve ton balığı gibi omega-3 açısından zengin besinler eklemek ve kalori tüketimini azaltmaktır. Hafızanın güçlü tutulması kolin kaynağı yumurta sarısı, soya, organ etleri, yeşil yapraklı sebzeler diyete eklenmelidir. Resveratrol kaynağı içeren üzüm,fıstık ezmesi,çikolata,kırmızı mor meyvelerin sinir hücrelerini koruduğu görülmüştür.Kafeini günde 1 bardak ile sınırlamak gerekmektedir.Mantar, yer fıstığı, yumurta, et hücrelerdeki dönüşümü sağladığı için beslenmede yer verilmelidir. Tüm B vitaminleri beyin hücreleri için önemlidir; besinlerle karşılanamadığı noktada takviye kullanılabilir. E vitamini hücre zarlarını hasarlardan korumaktadır sinirsel iletimi hızlandırmaktadır; orta evre Alzheimer’ın ilerlemesini yavaşlattığı görülmüştür; gün içinde zeytin, zeytin yağı, badem, ceviz, fındık gibi çiğ şekilde yağlı tohumlar eklenmelidir. Menopoz dönemindeki kadınlarda östrojen tedavisi ileriki yaşlarda Alzheimer’a yakalanma riskini azaltmaktadır. Her gün düzenli olarak Omega-3 yağ asidi ve D vitamini takviyesi doktor veya diyetisyen kontrolünde alınmaktadır.Egzersizin beyin kan akışını ve sinir büyüme faktörlerinin üretimini arttırır. Bulmaca, müzik veya sanat gibi bilişsel uyarımı içeren bütüncül bir tıbbi program, bilişsel yeteneğin sürdürülmesine yardımcı olabilir. Meditasyon gibi stres giderici tekniklerin, hastalarda kortizol denen stres hormonu düzeylerini düşürdüğü ve bilişsel işlevi artırdığı gösterilmiştir. Bu tür egzersizlerin bölgesel beyin kan akışını, oksijen iletimini ve glikoz kullanımını artırdığını göstermektedir. Yapılan çalışmalarda meditasyonu 8 hafta boyunca günde 12 dakika süreyle uygulamanın Alzheimer tedavisinde etkili olduğu görülmüştür.”
Gündem
Yayınlanma: 04 Mart 2022 - 11:23
Alzheimer ve Beslenme
Kadir Sinici Uzm
Gündem
04 Mart 2022 - 11:23
İlginizi Çekebilir