İYİ Parti Kırklareli İl Başkanı Hilmi Hersek, İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu’nun açıklamalarını Kırklareli kamuoyuyla paylaşarak, parti olarak özgürlükçü ve demokratik değerlere sahip çıkmaya devam edeceklerini vurguladı.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında başlatılan soruşturmayı sert bir dille eleştirdi. İktidarın iş insanlarına yönelik baskısını kabul edilemez bulduğunu belirten Dervişoğlu, "Milletin kursağındakine bile göz koyan bir iktidarın, o millete aş, iş ve ekmek imkanı üreten iş insanlarımıza atar-gider yapmaya hakkı yoktur" dedi.
Dervişoğlu, yaptığı konuşmada demokrasi, hukuk ve ifade özgürlüğü vurgusu yaparak, "Bütün bunları söylemek şayet bir suçu beraberinde getiriyorsa, o suçu Türk milleti adına ben de işliyorum. Ne yapacaksanız bana da yapın. Bu söylenenlerin hepsinin altına imzamı atıyorum" ifadelerini kullandı.
“Ağzını Açana Soruşturma Açılan Sistemin Adı Demokrasi Değildir”
İYİ Parti lideri, Türkiye’de ifade özgürlüğünün ciddi baskı altında olduğunu dile getirdi. Siyasetçilerin, akademisyenlerin, gazetecilerin, hatta sosyal medyada yorum yapan vatandaşların bile iktidarın hukuki baskısıyla karşı karşıya kaldığını ifade eden Dervişoğlu, “Sadece demokrasiden değil, adaletten de uzak bir düzen içinde yaşıyoruz. Önce gözaltına alınıyor, sonra suç uyduruluyor. Bu sürece adil yargı süreci denilemez” dedi.
Demokrasinin sadece iktidarın izin verdiği ölçüde yaşayamayacağını belirten Dervişoğlu, Türkiye’nin artık konuşması gerektiğini ve konuşmaktan korkmayan bir topluma ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
“Türkiye Konuşmalıdır, Çünkü Konuşan Türkiye'de Demokrasi İşler”
Dervişoğlu, Türkiye’nin artık suskunluktan çıkması gerektiğini belirterek, "Konuşan Türkiye, en çok da bu dönemde ihtiyacımız olan şeydir. Türkiye’nin konuşmasından kim korkar? Demokrasiyi araç görenler korkar. Kendini memleketin sahibi sanıp, iktidarı kaybettiğinde her şeyini kaybedeceğini düşünenler korkar" dedi.
Ayrıca, millet iradesine saygısızlık edenlerin, hukuku kendi çıkarlarına göre şekillendirenlerin bu süreçten en çok korktuğunu ifade etti. Türkiye’de demokratik bir ortamın yeniden inşa edilmesi gerektiğini belirten Dervişoğlu, bunun ancak özgür bir tartışma ortamıyla sağlanabileceğini dile getirdi.
“TÜSİAD, Milyonlarca Kişiye İş İmkanı Sağlayan Bir Kurumdur”
TÜSİAD’ın Türkiye ekonomisi için önemli bir kuruluş olduğunu vurgulayan Dervişoğlu, iş insanlarının hedef gösterilmesini eleştirdi. “Bu ülkede milyonlarca kişiye iş ve ekmek imkanı sağlayan iş insanlarına yönelik soruşturmalar açmak, Türkiye’nin geleceğini karartmaktır” diyerek, hükümetin ekonomiye zarar veren adımlar attığını söyledi.
Dervişoğlu, TÜSİAD’ın uzun süredir sessiz kaldığını ancak bu kez yöneticilerinin gerçeği dile getirdiğini belirterek, diğer sivil toplum kuruluşlarının da cesur olması gerektiğini ifade etti.
“Hangi Adil Yargılamayı Etkilemekten Bahsediyorsunuz?”
Soruşturmanın gerekçeleri arasında "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" ve "gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yayma" gibi iddiaların olduğunu belirten Dervişoğlu, bunların hukuki dayanağının olmadığını vurguladı.
"Zaten adil yargılama yapmıyorsunuz ki! Hangi adil yargılamayı etkilemekten bahsediyorsunuz? Gerekçe olarak sundukları şeylerin hiçbir gerçekliği yoktur. Moralimizin bozuk olduğunu söylemek mi suç? Depremler, kazalar ve hukuksuzluklardan dolayı insanların hayatlarını kaybettiğini dile getirmek mi suç? Eğer bunlar suçsa, ben de bu suçu işliyorum" ifadelerini kullandı.
“Demokrasi ve Adalet Yoksa, Ekonomi de Kalkınamaz”
Adaletin olmadığı bir ülkede ekonomik kalkınmanın da sağlanamayacağını belirten Dervişoğlu, “Demokrasi işlerse yargı işler, yargı işlerse güven olur, güven olursa yatırım gelir, yatırım gelirse refah büyür. Refah büyüdüğünde ise emeklilerimiz, asgari ücretle çalışan milyonlarca insanımız geçim sıkıntısından kurtulur” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun açıklamaları, Türkiye’de hukuk ve demokrasi konularında devam eden tartışmalara yeni bir boyut kazandırırken, iktidarın iş dünyasına yönelik tutumuna karşı önemli bir muhalefet tepkisi olarak değerlendirildi.
HACER ZORTUL