EDİRNE'de, halk arasında 'mavi yemiş' olarak bilinen yaban mersini yetiştiren emekli ziraat yüksek mühendisi Enver Kırımlı (60), tarlada hasadını yaptı. Ürüne yoğun ilginin olduğunu belirten Kırımlı, "Yaban mersini satışında hiçbir sıkıntı yaşamıyoruz şu anda hatta ürün yetiştiremiyoruz" dedi.
İstanbul'da gıda sektöründe ziraat yüksek mühendisi olarak çalışan Enver Kırımlı, 3 yıl önce emekli olmasının ardından, 'mavi yemiş' olarak bilinen yaban mersini ve aronya yetiştiriciliği yapmaya karar verdi. Araştırmalarında Edirne'nin toprak yapısı ve ikliminin yaban mersini ve aronya için uygun olduğunu tespit eden Kırımlı, Büyükdöllük köyü civarında 180 dönümlük arazi satın aldı. Arazinin 50 dönümüne yaban mersini, 50 dönümüne ise aronya diken Kırımlı'nın 14 bin yaban mersini fidesi, 14 bin de aronya fidesi bulunuyor.
'İNSANLAR ÇARESİZ KALMASIN DİYE ÜRETİME BAŞLADIM'
Kırımlı, pandemi sürecinde bu işe girdiğini belirterek, "Pandeminin gelmesiyle beraber tarımsal üretimde yer almak istedim. Çünkü gördüm ki pandemi sürecinde insanlar çaresiz kaldılar. Gıda maddelerine aşırı yoğun bir talep gösterdiler. Hatta bazı ürünlerde kıtlık seviyesinde sıkıntılar söz konusu oldu. Bunun bir daha yaşanamaması için yani pandeminin bir daha olmaması garanti edilemez, olma ihtimali yüksek. Bu durumda bizim tedbiren bir şeyler yapıyor olmamız lazım. Konvansiyonel diğer tarım ürünlerinde zaten hiçbir tarlamız boş değil. Ama bir farklılık getirmek için sulu tarım yapmak mümkün olan arazilerde hem çiftçinin gelirini artırmak hem de fonksiyonel özellik taşıyan herhangi bir ürünü üretmek, bu toprağın en iyi şekilde değerlendirildiği anlamına geliyor. Biz de bunun örneğini göstermek istiyoruz. Yani Edirne'de bu ürün yetiştirilebilir" dedi.
'TIBBİ DEĞERİ ÇOK YÜKSEK BİTKİLER'
Kırımlı, Edirne'nin toprak yapısı ve ikliminin, yaban mersini ve aronya için uygunluğuna değinerek, "Her iki bitkinin de bölge iklim özellikleri ve toprağı açısından adapte olduğunu, meyvelerin isteklerinin karşılandığını anlamış olduk. Her iki bitki de tıbbi değeri çok yüksek bitkiler. Her ikisi de Türkiye'ye üretim mevsiminin dışındaki dönemlerde ithal edilen ürünler. Şu anda çiftçilerimizde de bir rağbet söz konusu. Her iki üründen de bölgede yeni üretim alanları hizmete girmekte. Bu sevindirici bir şey. Yani hem ithalatın önüne geçiyoruz hem tıbbi ve aromatik değerleri yüksek bu ürünleri halkımızla buluşturuyoruz" ifadelerini kullandı.
Aronya ve yaban mersini bitkilerinin yetiştirilmesi zahmetli ürünler olduğunu söyleyen Kırımlı, "Bitkilerin sağlıklı büyümelerini sağlamak açısından bazı teknik altyapıların da kurulması gerekli. Yani ilk yatırım maliyeti yüksek. Sonra da sürekli hizmet bekleyen bitkiler olduğu için buna gücü yeten yani yapmak isteyen insanların adaptasyon sorunu olmadığı toprak iklim koşullarına karşı adapte dikkate alarak üretmelerini öneririm" dedi.
Kırımlı, "Yaban mersini yaş meyve olarak tüketilebiliyor. Aronya henüz daha yeni, Türkiye'de 10-12 yıllık bir mazisi var. Kuzey Amerika'nın bir bitkisi. Sonra Avrupa'ya gelmiş. Tıbbi değeri yüksek olmasına rağmen buruk bir tadı olduğu için yaş meyve sebze olarak tüketilemiyor. Yani az tüketiliyor. Kanser hastaları bunu tercihen tüketiyorlar. Taze meyve olarak insanlara sunmaktan daha ziyade işlenmiş ürünler olarak arz etmemiz gerekiyor. Meyve suyu, marmelat, reçel ve benzeri ürünlerle de üretim alanımızı genişleterek aronyayla alakalı bir öncülük yapmak istiyoruz. Mavi yemişin böyle bir şeye ihtiyacı yok. Çünkü mavi yemiş meyve olarak tüketilebilen insanların severek yediği bir meyve" diye konuştu.
'TALEBE YETİŞEMİYORUZ'
Günde 500 kilo yaban mersini hasadı yaptığını söyleyen Kırımlı, taleplere yetişemediğini belirterek, "Yaban mersini satışında hiçbir sıkıntı yaşamıyoruz şu anda hatta ürün yetiştiremiyoruz. Yani marketlerde satılan fiyatla bizden çıkan fiyat arasında bariz bir fark var. Çiftçiye verilen fiyat kilo başına 180 ile 230 lira arasında. Piyasada satılması gereken fiyat ise 300-350 lira arasında olması lazım ama daha yüksek fiyatlara satılıyor. Yaban mersininde günlük 500 kilogram civarında bir hasat söz konusu oluyor. Narin bir bitki olduğu için sarsmadan, örselemeden toplamaya gayret ediyoruz. Sürekli her gün hasat yapıyoruz. Olgunlaşan meyveleri topluyoruz" diye konuştu.
DHA