Kırklareli’nde üzüm tezgahlarında yerini aldı. Baba mesleği olan üzüm yetiştiriciliğini devam ettiren Sinan Filiz, bu yılın zorlu şartlarına rağmen ürünlerini satışa sundu. Filiz, "Bu benim baba mesleğim. Bağlarımız var. Kendimiz yetiştiriyoruz, kendimiz satıyoruz. Tadı ve aroması çok güzel olan yerli üzümümüz vatandaşlar tarafından çok beğeniliyor.
Bu yıl havaların sıcak olması ve geçtiğimiz günlerde yaşanan dolu felaketi dolayısıyla üzüm üretimi az oldu. Mesela üzüm üretimi ile ön plana çıkan yerlerden biri olan Kızılcıkdere’de birkaç bağ doludan etkilenmedi. Onlar da ürünlerini hasat edip satıyorlar. Tüm vatandaşlarımızı yerli ürünleri tüketmeye davet ediyorum" dedi.
Kırklareli’nin Bağcılık Geleneği
Bağların kenti olarak bilinen Kırklareli, Türkiye’nin Trakya toprakları üzerinde yüksek verimli üzüm bağlarına ev sahipliği yapıyor. Kırklareli, Istranca Dağları eteklerinin, Kırklareli ve Ergene Ovası ile birleştiği noktada bağcılıkta özel bir üne sahip. Coğrafi yapısı ve zengin mineralli toprakları ile Kırklareli, tarih öncesi çağlardan bu yana üzüm bağlarını koruyor ve geliştiriyor.
Trakya’nın Bağcılık Mirası
Kırklareli topraklarında bağcılığın doğuşu ve gelişimi binlerce yıl öncesine, bölgeye adını veren Trak kavimlerine dayanıyor. Bu tarihi miras, Kırklareli’nin bağcılık konusundaki uzun soluklu serüvenini gözler önüne seriyor. Jeolojik zamanların bıraktığı mineralli ve kayaçlı topraklar, bölgede bolluk ve bereket dolu üzüm bağlarının gelişmesine katkı sağlıyor.
Zor Yıllar ve Bağcılığın Yeniden Doğuşu
Kırklareli’nin bağcılık alanındaki parlak günleri, 1912-1913 Balkan Savaşları ve devamında gelen zorunlu göçler, 1. Dünya Savaşı ve bağlarda çıkan floksera hastalığı nedeniyle geride kalmıştı. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanı ile birlikte bağcılığı yeniden canlandırmak için Amerika’dan asma çubukları getirilmiş ve üretim teşvik edilmiştir. Ancak, yöre halkının farklı tarımsal ürünlere yönelmesi bağcılığı azaltmıştır.
Kırklareli’de bağcılık projeleri ve Yenilikler
Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde üzüm bağlarından söz ettiği Kırklareli, çeşitli nedenlerle bağcılıktan uzaklaştı. Yaklaşık 40 yıl önce 10 bin dekar üzüm bağı olan kentte, son yıllarda üzüm üretiminin azalması üzerine Kırklareli Valiliği ile İl Tarım ve Orman Müdürlüğü bağcılık projelerini hayata geçirdi. 2011 yılında başlatılan "Meyveciliği Geliştirme Projesi" ve "Kırklareli Bağcılığı Kadın Eliyle Çağ Atlıyor Projesi" kapsamında, 238 dekar alanda 58 bin bağ çubuğu ekimi gerçekleştirildi.
Kırklareli Üzümlerinin Dönüşümü: Hardaliye
Kırklareli’nde üretilen üzümlerin büyük bir kısmı, Kırklareli’nin coğrafi işaretli içeceği olan Hardaliye’ye dönüşüyor. Hardaliye, yöreye özgü bir içecek olarak üzümün işlenmesiyle elde ediliyor ve bölgenin kültürel mirasını taşıyor. Kalan üzümler ise sofralık olarak tüketiciye ulaşıyor, böylece yerli üretim desteklenmiş oluyor.
Yerli Ürünlere Destek Çağrısı
Sinan Filiz ve diğer üzüm üreticileri, yerli ürünlerin desteklenmesi için vatandaşları yerel üretimi tercih etmeye davet ediyor. Filiz, "Tüm vatandaşlarımızı yerli ürünleri tüketmeye davet ediyorum" diyerek, Kırklareli üzümlerinin lezzet ve aroma açısından üstünlüğüne dikkat çekiyor. Bu çağrı, yerel ekonominin güçlenmesine ve bölge üreticilerinin desteklenmesine katkı sağlıyor.
Bağcılığın Geleceği ve Yeni Hedefler
Kırklareli’nde bağcılığın geleceği, yeni projeler ve desteklerle parlak görünüyor. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün başlattığı projelerle, üzüm üretimi yeniden canlanıyor. Bu projelerle birlikte Kırklareli’nin bağcılık alanındaki eski günlerine dönmesi ve bölgenin ekonomik açıdan güçlenmesi hedefleniyor. Yerli üreticiler ve yeni nesil çiftçiler, Kırklareli’nin bağcılık geleneğini sürdürüyor ve geleceğe taşıyor.
Kevser Çelik