MİSAFİR KALEMİlhan Bilgü[email protected]16 Nisan 2017 tarihi ülkemiz için gerçekten de çok önemli bir tarih olacak. İster “EVET” diyenlerin oyları ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi onaylansın, isterse, “HAYIR” diyeceklerin oyları ile mevcut sistemin devamına karar verilsin, bu tarih yine de önemli bir tarih olacak.Çünkü, bu tarihin en nemli özelliği, EVET çıkarsa değişimin bizzat milletin kendisi tarafından karara bağlanacak olmasıdır. Ama HAYIR çıkarsa yine aynı zamanda, statükonun korunmasının bizzat millet tarafından kararlaştırılmış olması anlamına gelecektir. Herhâlde Cumhuriyet Halk Partisi meseleyi Anayasa Mahkemesi’ne götürmekten bunun için sakındı. Aksi takdirde millet ile doğrudan yüzleşmekten, yani bir nevi seçimden kaçmış olacaktı. Bu yüzdendir ki, milletin doğrudan kararının ortaya çıkacağı gün olan 16 Nisan 2017 tarihinin tarihi, aslında 15 Nisan 2017 günü propaganda yasağının yazıldığı güne kadar yazılacaktır.O tarihin yazılacağı güne bir katkı olmak üzere, acizâne biz de bir şeyler söyleme ihtiyacı hissediyoruz. Hayırcıların ya da EVETçilerin bin bir türlü gerekçelerini burada sıralamayacağım. Benim gerekçem basit ama, yol gösterici olabilir. Ben şimdiden evet diyorum. Neden hayır demem gerektiğini izah etmek isteyenlerin gerekçelerini dinlemeden (ve belki dinlemek istemeden) evet diyorum. Hattâ öyle ki, evet propagandası yapıp, mitinglerde bizleri coşturacak olan başta AK PARTİ olmak üzere, evet denildiğinde sistemin nasıl da işlerlik kazanacağını ballandıra ballandıra anlatacak olan evetdaşlarımın da gerekçelerini dinlemek istemiyorum.Benim gerekçem şu: Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, hükümetlerin hoşumuza gitmeyen icraatlarının her hangi bir yetkiye dayanıp dayanmadığını, araştıracak kadar vaktim de olmadığı gibi, yasa ve hukuk bilgim de yok. Ama eminim, o can yakıcı icraatların hiçbiri, Anayasa dahil herhangi bir yasaya dayanmıyordur. En azından darbeleri düşünün. Adnan Menderes’in ve arkadaşlarının idamını, 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü, 28 Şubat’ı düşünün, bu katilliğin, bu devlete ve ülkeye asker de olsa el koymanın kanunî bir dayanağı var mı? Aksine, bu eylemlerin hepsi idamlık eylemler(di). Ama oldu. Daha 28 Şubat zorbalığının, örtülü darbesinin ve hukuksuzluğunun bile hesabının sorulamadığı şu günümüzde, 16 Nisan 2017’de Referandum’da EVET çıkarsa “Erdoğan diktatör olur” sözünü bu yüzden inandırıcı bulmuyorum. Diktatörlüğün kanunu olmaz çünkü. Asıl kanunsuzluk diktatörlüktür. Ve eğer, Cumhurbaşkanı Erdoğan, kanunla diktatör olacaksa benim oyum yine evet olacaktır. Çünkü diktatörümüzü bile anaysa değişikliği ile biz seçiyoruz, daha ne yapalım?Burası işin latifesidir. Erdoğan’ın diktatör olamayacağı ortadadır. Daha geçen hafta, “Erdoğan’ın 16 Nisan’a çıkacak garantisi mi var?” diye kendisi sordu. Yani bu soru dahi Erdoğan’ın inanç dünyasında diktatörlüğün değil hesap verme şuurunun daha önde olduğunu göstermektedir. Bu dünyada ondan hesap sorulamaz veya sorulmaz ise, o, kendisinin öbür dünyada hesaba çekileceğini, öbür dünyanın hesabında ise torpilin işe yaramayacağını bilmektedir.Üstelik, Erdoğan’ı iyi tanıyoruz. 1983 yılında yasakların kalmasından sonraki siyasal hayatından beri takib ettiğimiz, gördüğümüz, bizi idare eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diktatör olma ihtimali yok. 2003 yılından beri bu ülkenin başında olan, 15 Temmuz’da kanlı bir askerî darbe ile devrilmek istendiğinde milleti ile direnen, ama, milletine minnettar olduğunu açıklamaktan çekinmeyen bu insanın, diktatör olma şansı yoktur. Bu millet Erdoğan’ı bu kadar severken, ona bu kadar güvenirken, her seçimde oylarını artırırken, hatta kendisi olmasa bile kurduğu Ak Parti dahi seçimleri bir bir kazanırken Erdoğan’ın diktatörlüğü tercih etmek gibi bir akılsızlığı olamaz. Çünkü Erdoğan bu millete bu hâliyle liderlik ettiğine göre, diktatörlük ile konumunu kaybetmek gibi çirkin yolu asla tercih etmez. Bir de Erdoğan’ın şu sözü bana yetiyor: “Şimdiki Cumhurbaşkanı sorumsuzdur. Ama referandumdan evet çıkarsa, milletine hesap vermek zorunda kalacaktır.”Öyleyse, illa da Cumhurbaşkanı’ndan hesap sormak isteyen varsa buyursun, 16 Nisan 2017 tarihinde EVET desin! Kendi hesabını milletine verecek olan bir Cumhurbaşkanı var karşımızda. Hadi siz de var mısınız?
Köşe Yazıları
Yayınlanma: 03 Mart 2017 - 08:39
Referandum'da "EVET" Demek!
MİSAFİR KALEM İlhan Bilgü ibilgu@gmail
Köşe Yazıları
03 Mart 2017 - 08:39
İlginizi Çekebilir