Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasıyla birlikte, Fatih Sultan Mehmet'in Ayasofya Vasiyeti yeniden gündeme gelmişti. 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürülen Ayasofya, Danıştay 10. Dairesi'nin kararıyla cami olarak yeniden ibadete açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Diyanet İşleri Başkanlığı'na devredilen Ayasofya, Müslümanları sevindirdi ve birçok kişi Fatih Sultan Mehmet'in vasiyetini araştırmaya başladı.
Ayasofya Fatih'in Bedduası Nedir?
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethettikten sonra Ayasofya'nın vakfiyeden başka bir kuruma çevrilmemesi için bir vasiyette bulunmuştur. Bu vasiyetname, Ayasofya'nın değiştirilmeyeceğini, tahrip edilmeyeceğini ve fonksiyonlarının ortadan kaldırılmayacağını belirten bir dizi kural içermektedir. Halk arasında 'Fatih'in bedduası' olarak bilinen bu vasiyetname, Ayasofya'nın korunmasını ve vakfın şartlarına uyulmasını emretmektedir.
Vasiyetnamenin İçeriği
Fatih Sultan Mehmet'in Ayasofya vasiyeti, "giriş, vakfın şartları, beddua, kadı hükmü" gibi bölümlerden oluşmaktadır. İşte vasiyetnamenin beddua kısmı:
"Allah'ın yarattıklarından Allah'a ve O'nun rüyetine iman eden, ahirete ve onun heybetine inanan hiçbir kimse için, sultan olsun melik olsun, vezir olsun bey olsun, şevket ve kudret sahibi biri olsun hâkim veya mütegallib (zâlim ve diktatör) olsun, özellikle zâlim ve diktatör idareciler tarafından tayin olunan, fâsid bir tahakküm ve bâtıl bir nezâret ile vakıflara nâzır ve mütevelli olanlar olsun ve kısaca insanlardan hiçbir kimse için, bu vakıfları eksiltmek, bozmak, değiştirmek, tağyir ve tebdil eylemek, vakfı ihmal edip kendi haline bırakmak ve fonksiyonlarını ortadan kaldırmak asla helal değildir! Kim ki, bozuk teviller, hurafe ve dedikodudan öteye geçmeyen bâtıl gerekçelerle, bu vakfın şartlarından birini değiştirirse veya kanun ve kurallarından birini tağyir ederse; vakfın tebdili ve iptali için gayret gösterirse; vakfın ortadan kalkmasına veya maksadından ve gayesinden başka bir gayeye çevrilmesine kast ederse, vakfın temel hayır müesseselerinden birinin yerine başka bir kurum ikame eylemek (temel müesseselerden birinden taviz vermek) ve vakfın bölümlerinden birine itiraz etmek dilerse veya bu manada yapılacak değişiklik veya itirazlara yardımcı olur yahut yol gösterirse; veya şer'i şerife aykırı olarak vakıfta tasarruf etmeye azm eylerse, mesela şeriata ve vakfiyeye aykırı ferman, berat, tomar veya talik yazarsa veyahut tevliyet hakkı resmi yahut takrir hakkı resmi ve benzeri bir şey talep ederse, kısaca batıl tasarruflardan birini işler yahut bu tür tasarrufları tamamen geçersiz olan yazılı kayıtlara ve defterlere kaydeder ve bu tür haksız işlemlerini yalanlar yumağı olan hesaplarına ilhak ederse, açıkça büyük bir haramı işlemiş olur, günahı gerektiren bir fiili irtikâb eylemiş olur. Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların la'neti üzerlerine olsun. Ebeddiyyen Cehennemde kalsınlar, onların azapları asla hafifletilmesin ve onlara ebeddiyyen merhamet olunmasın. Kim bunları duyup gördükten sonra değiştirirse, vebali ve günahı bunu değiştirenlerin üzerine olsun. Hiç şüphe yok ki, Allah her şeyi işitir ve her şeyi bilir."
Ayasofya'nın Önemi
Ayasofya, tarihi ve kültürel önemiyle sadece Türkiye için değil, dünya için de büyük bir değere sahiptir. Fatih Sultan Mehmet'in vasiyeti, Ayasofya'nın cami olarak korunmasını ve vakıf şartlarına uyulmasını sağlamaktadır. Bu nedenle, Ayasofya'nın müzeden camiye dönüştürülmesi, tarihi ve dini bir öneme sahiptir.
Fatih Sultan Mehmet'in Ayasofya Vasiyeti, Ayasofya'nın korunması ve vakıf şartlarına uyulması gerektiğini vurgulayan önemli bir belgedir. Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasıyla birlikte bu vasiyetname yeniden gündeme gelmiş ve halk arasında büyük bir ilgi uyandırmıştır. Ayasofya'nın tarihi ve kültürel değeri, bu vasiyetname ile bir kez daha gözler önüne serilmektedir.
Nizamettin Okutan