Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Türkiye’nin 2024 yılı Aktif Yaşlanma Endeksi (AYE) verilerini yayımladı. Buna göre, Türkiye’nin AYE genel endeks değeri 29,7 oldu. 2023 yılında 28,7 olan bu değer, yaşlı bireylerin topluma daha aktif katılım sağladığını ve yaşlılık sürecinde yaşam kalitesinde kısmi bir iyileşme yaşandığını ortaya koydu.
Türkiye'de Yaşlı Nüfus Hızla Artıyor
Türkiye, son yıllarda küresel demografik dönüşüm sürecinin etkilerini güçlü bir şekilde hissetmeye başladı. Çocuk ve genç nüfus oranı azalırken, 65 yaş ve üzerindeki yaşlı nüfus oranı hızla artış gösteriyor. 2019 yılında 7 milyon 550 bin 727 kişi olan yaşlı nüfus, yüzde 20,7 oranında artarak 2024 yılında 9 milyon 112 bin 298 kişiye ulaştı. Toplam nüfus içerisindeki yaşlı oranı ise yüzde 9,1’den yüzde 10,6’ya yükseldi. Uzmanlara göre bu trend, Türkiye'nin "çok yaşlı ülkeler" sınıfına geçişini hızlandırıyor.
Aktif Yaşlanma Endeksi Neleri Ölçüyor?
Aktif Yaşlanma Endeksi, yaşlı bireylerin istihdama katılımı, topluma katılımı, bağımsız ve sağlıklı yaşamı ile aktif yaşlanmaya uygun ortam ve kapasite düzeylerini ölçüyor. 0 ile 100 arasında değer alan endeksin yüksek olması, yaşlıların daha etkin ve üretken bir yaşam sürdüğünü gösteriyor. 2024 yılında Türkiye'nin AYE değeri 29,7 olurken, Avrupa Birliği ülkeleri ortalamasının hala gerisinde kalındı. 2018 yılında Avrupa Birliği genel AYE ortalaması 36,8 olarak kaydedilmişti.
Doğu Karadeniz Aktif Yaşlanmada Lider
İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflamasına (İBBS) göre, 2024 yılında AYE genel endeks değeri en yüksek bölge yüzde 33,3 ile Doğu Karadeniz oldu. Bu bölgeyi yüzde 31,9 ile Batı Marmara ve yüzde 30,8 ile Kuzeydoğu Anadolu izledi. Türkiye genelinde yaşlı bireylerin yaşam kalitesinde iyileşme görülürken, Güneydoğu Anadolu Bölgesi yüzde 26,9’luk değeriyle listenin en altında yer aldı. Bu sonuçlar, bölgesel bazda yaşlı bireylerin yaşam kalitesi ve toplumsal entegrasyonu arasında ciddi farklılıklar olduğunu gösteriyor.
Cinsiyetler Arası Farklılıklar Dikkat Çekiyor
Türkiye’de 2024 yılı için AYE genel endeks değeri erkeklerde 34,5, kadınlarda ise 25,3 olarak hesaplandı. Avrupa Birliği ortalamasına bakıldığında, erkeklerde yüzde 38,5 ve kadınlarda yüzde 35,3 olan değerler, Türkiye'nin bu alanda geriden geldiğini ortaya koyuyor. Cinsiyet bazlı veriler, yaşlı kadınların aktif yaşlanma süreçlerinde erkeklere kıyasla daha dezavantajlı bir konumda olduğunu işaret ediyor. Özellikle doğu bölgelerinde bu fark daha da belirgin hale geliyor.
İstihdamda Doğu Karadeniz Öne Çıktı
İstihdam bileşeni endeks değerine göre Türkiye ortalaması 27,6 iken, Doğu Karadeniz Bölgesi 42,2 ile en yüksek değere sahip oldu. Bu bölgeyi Kuzeydoğu Anadolu ve Batı Karadeniz izledi. İstihdamda en düşük değer yüzde 22,3 ile Batı Anadolu Bölgesi'nde ölçüldü. Ayrıca, erkeklerde istihdam bileşeni yüzde 40,4, kadınlarda ise sadece yüzde 15,5 seviyesinde kaldı. Bu durum, yaşlı kadınların iş gücü piyasasına katılımının çok sınırlı olduğunu ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yaşlılık döneminde de sürdüğünü gösteriyor.
Türkiye'nin Önünde Büyük Bir Sınav Var
TÜİK verilerine göre Türkiye'nin hızlı demografik dönüşümü, aktif yaşlanma politikalarının geliştirilmesi ve uygulamaya geçirilmesi ihtiyacını her zamankinden daha fazla gündeme getiriyor. Doğurganlık hızındaki keskin düşüş, artan yaşam süresi ve sağlık alanındaki ilerlemelerle birlikte, yaşlıların yaşam kalitesini artırmaya yönelik bütüncül politikalar hayati önem taşıyor. Uzmanlar, aktif yaşlanmayı destekleyen sosyal, ekonomik ve sağlık odaklı projelerin ülke çapında yaygınlaştırılması gerektiğine dikkat çekiyor.
Kaynak: tuik.gov.tr
Haber Merkezi